

TBB Dergisi 2012 (100)
Ceyda SÜRAL
183
lerin Türkiye’deki şube ve acentelikleri onların kanuni ikametgâhları
sayılır
65
. Dolayısıyla, yabancı anonim ve sermayesi paylara bölünmüş
şirketlere karşı açılan davalarda, bu şirketlerin şube veya acenteleri-
nin bulunduğu yer mahkemesi milletlerarası yetkiye sahiptir
66
. Buna
göre, yabancı anonim veya sermayesi paylara bölünmüş şirketlere kar-
şı, bunların Türkiye’de bir şubesi ya da acentesi bulunması halinde,
Türkiye’de bu şube veya acentenin bulunduğu yerde her türlü davayı
açmak mümkündür. Açılacak davanın şube veya acentenin işlemle-
rinden kaynaklanması da aranmaz. Ancak, bu Kanun 1 Temmuz 2012
tarihinde yürürlüğe girecek olan Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü
ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun
67
md. 41/1 uyarınca yürürlükten
kalkacaktır.
Dolayısıyla, 1 Temmuz 2012 itibariyle, Türkiye’de şubesi bulunan
yabancı şirketlere karşı, sadece şubenin işlemlerinden kaynaklanan
uyuşmazlıklar hakkında Türkiye’de dava açılabilecektir.
d. Haksız Fiilden Doğan Davalarda Yetki
Haksız fiilden doğan davalarda yetkili mahkeme HUMK düzen-
lemesine göre, haksız fiilin meydana geldiği yer mahkemesi olarak
belirlenmişti (HUMK md. 21). HUMK md. 21’de yer alan
“haksız fiilin
vuku bulduğu yer”
ifadesinden, haksız fiilin işlendiği veya haksız fiilin
tamamlandığı yerin anlaşılması gerekmektedir
68
.
HMK ise haksız fiilden doğan davalarda yetkiye ilişkin kuralı,
HUMK md. 21’e göre kapsamını genişleterek, yeniden düzenlemiştir.
HMK md. 16’ya göre;
“haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği
65
Yabancı anonim ve sermayesi paylara bölünmüş şirketlere ilişkin yetki kuralının
amacının, yabancı şirketlerin Türkiye’deki müşterilerini korumak olduğu kabul
edilmektedir. Söz konusu kural Türk mahkemelerinin diğer yetki kurallarına göre
belirlenen yetkisini bertaraf etmemesi nedeniyle münhasır yetki niteliği taşıma-
maktadır. Ata Sakmar,
Yabancı İlamların Türkiye’deki Sonuçları
, Fakülteler Matbaa-
sı, İstanbul 1982, s. 101-102; Emre Esen,
“Türk Hukukunda Yabancı Mahkeme Kararla-
rının Tanınması ve Tenfizinde Münhasır Yetki Kavramı”
,
MHB, Prof. Dr. Ergin Nomer’e
Armağan
, C. 22, S. 2, İstanbul 2002 (Münhasır Yetki), s. 194-195. Aksi görüş için
bkz. Vedat Raşit Seviğ,
“Türkiye’nin Devletler Hususi Hukuku Kuralları Bakımından
Mahkemenin Akitle Tayin Edilmesi Usulü”
,
İÜHF Mecmuası
, C. XXXI, S. 1-4, 1965, s.
144-145.
66
Çelikel/Erdem, s. 491.
67
R.G. 4.2.2011 – 27836.
68
Kuru, s. 483; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, Medeni Usul, s. 125.