

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisine Etkisi
200
haciz talep edilen malvarlığı olarak anlamak ve HMK md. 9 gereğince
Türk mahkemesinin milletlerarası yetkisini kabul etmek pratik bir çö-
züm olabilir. Aynı şekilde, yabancı bir mahkemeyi yetkili kılan yetki
sözleşmesi ile esas hakkında yetkili Türk mahkemelerinin yetkisinin
ihtiyati hacizle sınırlı olmak üzere ortadan kaldırılmadığını da kabul
etmek gerekecektir. HUMK md. 12 hükmünün olmaması ve bunun
asıl dava bakımından da yetki tesisine yol açmayacak olması, bu çözü-
mün kabulünü kolaylaştırmıştır.
Ancak, Türk mahkemesinin milletlerarası yetkisinin olmaması, bir
başka ifadeyle, asıl davanın Türkiye’de görülemeyecek olması, ihtiyati
haczi tamamlayıcı merasim bakımından bir takım sorunlara yol aça-
caktır. İİK md. 264/I uyarınca, dava açmadan önce ihtiyati haciz kararı
almış ve uygulatmış olan alacaklı, yedi gün içinde borçluya karşı dava
açmalıdır. Alacaklının süresi içinde borçluya karşı dava açması ile bu
davanın sonuna kadar ihtiyati haciz devam edecektir (İİK md. 264/
III). Asıl dava, yedi gün içinde yetkili yabancı mahkemede açılmalı ve
orada dava açıldığına dair bir belge ihtiyati haciz kararı veren mah-
kemeye tevdi edilmelidir. İlgili belgenin temini, ilgili resmi makam-
ca onaylanması ve tercümesi için geçecek süre de dikkate alındığında
yedi gün oldukça kısa kalmaktadır.
Davacı, davada haksız çıkar ve davayı kaybederse, ihtiyati haciz
hükümsüz kalır (İİK md. 264/IV). Davacı, davayı kazanırsa, ihtiya-
ti haciz devam eder. Ancak, ihtiyati haczin devamı için davacının
kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde takip talebinde bu-
lunması gerekir (İİK md. 264/III). Doktrinde, burada, alacaklı le-
hine verilen hükmün ne zaman icrasının istenebileceğine bakmak,
ona göre bir aylık süreyi başlatmak gerektiği ifade edilmiştir
121
. Da-
vacının yabancı ülkede açtığı davayı kazanması durumunda, lehi-
ne olan yabancı kararın Türkiye’de bir hüküm ifade edebilmesi ve
icrası ancak yabancı kararın Türkiye’de tenfiz edilmesinden sonra
mümkündür. O halde, bir aylık süre de tenfiz kararının kesinleşme-
sinden itibaren başlamalıdır. Aksi halde, dava sonuna kadar devam
eden ihtiyati haczin davacının alacağını elde etmesini garanti etmesi
mümkün olmayacaktır. Ancak, davalının uzun süre tenfiz davası aç-
maması ve ihtiyati haczin devamı süresinin aşırı uzaması da ihtimal
121
Özekes, s. 369.