

TBB Dergisi 2013 (105)
Mine KASAPOĞLU TURHAN
109
E. Psikolojik Taciz Nedeniyle Uğranılan Zararın Tazmini
İstemiyle Tazminat Davası Açılması
Kamu görevlilerine yapılan psikolojik taciz, idari işlemler vasıta-
sıyla gerçekleştirilebileceği gibi, eylemler vasıtasıyla da gerçekleştiri-
lebilir. Kamu görevlileri, baskı yapma, yıldırma amacıyla haklarında
tesis edilen geçici görevlendirme, naklen atama, disiplin cezası verme
gibi idari işlemlerin iptali istemiyle idari yargıda iptal davası açabilir-
ler. Ancak psikolojik taciz olarak nitelendirilebilecek işlem veya eylem
niteliğindeki davranışlardan kaynaklanan zararların tazmini, iptal da-
vasıyla talep edilemez. Psikolojik tacize maruz kalan kamu görevli-
sinin uğradığı zarar iki şekilde tazmin edilebilir. Birincisi, psikolojik
taciz nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle, kamu görevlisinin
kişisel kusurundan dolayı, doğrudan doğruya kamu görevlisine karşı
adli yargıda tazminat davası açılabilir. İkincisi ise hizmet kusuru ne-
deniyle idareye karşı idari yargıda tam yargı davası açılabilir.
Psikolojik tacizde bulunan kamu görevlisinin davranışları, kamu
görevlisinin salt “
kişisel kusuru
” olarak mı yoksa “
görev kusuru
” olarak
mı değerlendirilmelidir? Bu davranışların kişisel kusur kapsamında
değerlendirilmesi durumunda, kamu görevlisine karşı doğrudan doğ-
ruya adli yargıda tazminat davası açılacak; görev kusuru kapsamında
değerlendirilmesi durumunda ise idareye karşı idari yargıda tam yar-
gı davası açılacaktır.
Psikolojik tacizde bulunan kamu görevlisinin salt kişisel kusu-
runun varlığının kabulü halinde, idarenin sorumluluğuna gidilmesi
mümkün değildir. Böyle bir durumda, kamu görevlisine karşı adli
yargıda tazminat davası açılması gerekir. İdari yargıda, gerçek kişiler
aleyhine dava açılamaz.
Ancak, kamu görevlisinin davranışının salt “
kişisel kusur
” oluştu-
rup oluşturmadığının tespiti her zaman kolay değildir. Genellikle, kin,
garez, düşmanlık gibi duygularla başkalarına zarar verme, kamu ya-
rarı dışında kişisel bir menfaat temin etme, mevzuat hükümlerini ya
da yargı kararlarını kasten uygulamama veya ihlal etme gibi hizmetle,
görevin gerekleriyle bağdaşmayan amaçlarla yapılan davranışlar, suç
niteliği taşıyan davranışlar, ağır kusur halleri doktrinde ve yargı ka-
rarlarında “
kişisel kusur
” kapsamında değerlendirilmektedir.
31
Ancak
31
ONAR’a göre kişisel kusuru hizmet kusurundan ayıran kriter subjektif bir kriter-