

Kamu Görevlileri Bakımından İşyerinde Psikolojik Taciz (Mobbing) ve Hukuki Korunma Yolları
118
Kanımızca kamu görevlisinin psikolojik taciz olarak nitelendirile-
bilecek bu tutum ve davranışları, kamu görevlisinin görevi sırasında
ve görevi dolayısıyla, yetkilerini kullanırken işleyebileceği kusurlar
olmasına rağmen, bunlar idareye atfı ve izafesi mümkün olmayan ve
görevin gerekleri ile bağdaşmayan, hizmetten ayrılabilir nitelikte ku-
surlardır. Çünkü bunlar kin, düşmanlık gibi duygularla kötülük et-
mek, zarar vermek, kamu görevlisini yıldırmak, huzurunu kaçırmak
için “
kasıtlı
” olarak, yapılan davranışlardır. Burada tacizde bulunan
kamu görevlisinin amacı hizmetin görülmesi (ifası) değildir; dolayı-
sıyla davranışları da görev gereği yapılan davranışlar değildir.
47
Bu
nedenle, işyerinde psikolojik taciz kapsamındaki davranışlar
“kişisel
kusur”
olarak değerlendirilmeli ve bu davranışlardan dolayı meyda-
na gelen zararlardan kamu görevlisinin kendisi sorumlu olmalıdır.
Gerçek kişilere karşı idari yargıda tam yargı davası açılamayacağına
göre, böyle bir durumda psikolojik tacizde bulunan kamu görevlisine
karşı adli yargıda tazminat davası açılmalıdır. Ancak burada ispat so-
runu ortaya çıkabilecektir. Tacizde bulunan kamu görevlisinin tutum
ve davranışlarını, yukarıda belirtilen niyet ve amaçlarla yaptığını is-
pat etmek her zaman kolay değildir. Çünkü burada söz konusu kusur
subjektif bir kritere dayanmaktadır. Bu nedenle, aynı zamanda tacizde
bulunan kamu görevlisinin yetkilerini eşitlik ilkesine, hizmetin gerek-
lerine ve kamu yararına uygun bir şekilde kullanıp kullanmadığının
da tespiti gerekir.
47
DÜREN, kamu görevlisinin zarar verici davranışı ile hizmetin ifası arasında “gaye
ilişkisi”nin bulunmaması durumunda, kişisel kusurun söz konusu olacağını ileri
sürmektedir. Diğer bir deyişle, kamu görevlisinin hizmetin ifası amacının dışında
başka bir amaçla hareket etmesi sonucunda zarar meydana gelmesi durumunda,
artık kişisel kusurun varlığından söz edilecektir. Bkz. Düren
,
s.295-296; GÖZLER
ise farklı bir yorum getirerek, gaye ilişkisini kriter olarak almamakta; Anayasa
md.129/5’teki “
yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlar
” kavramından yola çıkara-
rak, “yetkilerin kullanımı” kavramı üzerinde durmaktadır. GÖZLER’e göre, örne-
ğin, bir lise öğretmeninin öğrencisinin sınav kağıdına kişisel düşmanlık nedeniyle
geçmez not vermesinde kişisel kusur olsa da, not verme öğretmenin yetkileri ara-
sında olduğundan, öğretmene karşı değil idareye karşı tazminat davası açılma-
lıdır. Ancak öğretmenin öğrencisini dövmesi durumunda, dövmek öğretmenin
yetkileri dahilinde olmadığından, diğer bir deyişle öğrencisini döven öğretmenin
yetkilerini kullandığından söz edilemeyeceğinden, kişisel kusurun varlığı nede-
niyle öğretmene karşı adli yargıda dava açılmalıdır. Kısacası zarar “yetkilerin kul-
lanımı” kapsamında ortaya çıkmışsa, dava kamu görevlisine karşı değil, idareye
karşı açılmalıdır. Bkz.Gözler Kemal,
İdare Hukuku
, C.II, Ekin Kitabevi, Bursa 2003,
s.1051