Background Image
Previous Page  197 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 197 / 505 Next Page
Page Background

Mükellefe İadesi Gereken Vergilerde Faiz Uygulanması

196

1997 yılında Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu’nca verilen bir

kararda faizin ancak bir sözleşme ya da kanun hükmüne dayanıla-

rak talep edileceği belirtilmiş ve bir kanunî düzenleme bulunmadıkça

faize hükmedilemeyeceğine karar verilmiştir: “

Niteliği gereği faiz an-

cak sözleşme ya da bir yasa hükmüne dayanılarak talep edilebileceğinden,

vergi alacağının kanunsuzluğundan bahisle dava açılması ve davanın kabul

edilmesi durumunda kanuni faiz talebi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usu-

lü Kanununun 28 inci maddesinin son fıkrasına göre mahkeme kararının

geç infaz edilmesi halinde mümkün olup, bir verginin hukuka aykırı olarak

tahsili nedeniyle, tahsil tarihinden itibaren yükümlüler lehine yasal faiz iş-

leyeceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığından yasal faiz yönün-

den bozma hükmüne uyulmaksızın verilen ısrar kararında hukuka uygunluk

görülmemiştir

99

.

Vergi Dava Daireleri Kurulu 2001 yılında verdiği bir kararda da,

yargı kararı uyarınca iade edilecek vergilerde, aynı gerekçeye dayana-

rak kanunî faiz talebinin reddini hukuka aykırı bulmamıştır

100

.

99

Bu olayda, kararında ısrar eden Ankara 1. Vergi Mahkemesi, mükellefe faiz veril-

memesinin eşitliğe aykırı olduğunu haklı olarak vurgulamıştır: “

İdare hukukunda,

hizmetin yürütülmesi ve süreklilik kazanması açısından yönetime bir takım üstün yetkiler

verilebileceği, oysa yargıda, taraflardan biri yönetim dahi olsa sözü edilen yetkilerin, yerini

eşitlik ilkesine bırakacağı ve yargılama sırasında tarafların istemlerinin bu ilkeye uygun

olarak karşılanacağı, bu bakımdan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112 nci madde-

sinde olduğu gibi davanın taraflarından birine gecikme faizi alma ayrıcalığı tanınırken,

diğer tarafın “kanunda herhangi bir hüküm bulunmadığı” gerekçesiyle bu haktan yoksun

bırakılmasının hakkaniyete uygun olmadığı, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin yasal faiz

yönündeki gerekçesinin genel hukuk kuralları, eşitlik ve adalet ilkelerine aykırı olduğu

gerekçesiyle yasal faiz yönünden ilk kararında direnmiştir

”. Bkz. DVDDGK, 06.03.1997

gün ve E. 1995/283, K. 1997/138,

http://www.danistay.gov.tr

.

100

DVDDGK, 07.12.2001 gün ve E. 2001/451, K. 2001/460,

http://www.danistay.

gov.tr. Ancak aynı kararda bir karşıoyda, zararların tazminat yoluyla giderilmesi

için açık bir kanunî düzenlemeye gerek bulunmadığı belirtilmekte, ayrıca idare-

nin kusurunun açık bulunduğundan bahisle iadede faiz ödenmesi gerektiği vur-

gulanmaktadır: “

“İdari Rejimi” kabul eden hukuk sistemlerinde idarenin hukuka aykırı

davranışlarından dolayı idare edilenlerin uğrayacakları bu tür zararların tazminat yo-

luyla giderilmesi, Hukuk Devleti İlkesinin zorunlu gereğidir. Bunun için ayrıca bir yasal

düzenlemeye ihtiyaç yoktur. İdari Yargının varlık nedenlerinden biri, idare edilenlerin

idari işlem ve eylemlerden doğan zararlarını kendi iradeleriyle gidermeyen idari birimler

aleyhine açılacak tazminat davalarının çözüme kavuşturulmasıdır… Bu açıklamalar kar-

şısında; davada, hukuka aykırılığı yargı kararıyla sabit bulunan vergi tahsilatı dolayısıyla

aksi yolda verilen davalı idarelerin kusuru açık bulunduğundan; ilk derece mahkemesi

kararında, İdari Yargılama Usulü ilkelerine uyarlık görme olanağı yoktur. Bu nedenle,

davacı isteminin kabulü ile Daire kararının faize ilişkin hüküm fıkrasının bozulması ge-

rektiği oyu ile çoğunluk kararının bu kısmına katılmıyoruz

”.