

TBB Dergisi 2013 (105)
Ümit Süleyman ÜSTÜN
201
Danıştay 9. Dairesi de, yargı kararları uyarınca iade edilmesi gere-
ken vergilerde faize hükmedilemeyeceğini şöyle belirtmiştir: “
213 sayı-
lı Vergi Usul Kanununun 112/4. Maddesine göre mükelleflere faiz ödenmesi
ancak tereddüt edilmeyen, açık ve mutlak bir vergi hatasından dolayı idarece
re’sen ya da yükümlünün düzeltme istemi üzerine düzeltme fişi ile iade edilen
miktarlar için mümkün olup, dava konusu yapılan ve Mahkemece iadesine
karar verilen meblağlara uygulanmasına imkan bulunmadığından Mahkeme
kararının yasal faize ilişkin kısmında isabet görülmemiştir
”
112
.
2)
Yargı kararı uyarınca iade edilecek vergilerde faiz ödenmesi-
ne ilişkin kararlar da vardır. Bu kararlarda idarenin sorumluluğu için
kanunî düzenlemeye gerek bulunmadığı noktasından hareket edil-
mektedir. Bu durum doktrinde hukuk devletinin esas alındığı ve “
yasa
ekranının arkası
”na geçildiği şeklinde değerlendirilmektedir
113
.
Bu olayların birinde, ilk derece mahkemesi açılan davada, VUK’un
112/4. maddesindeki şartların oluşmadığını belirterek faiz talebinin
reddine karar vermiştir. Dosya önüne gelen Danıştay 4. Dairesi de
faizin tazminat niteliğinde olduğunu belirtmiş ve hukuk devletinde
zararın faiz ya da başka bir ad altında tazminatla karşılanabilmesi için
açık bir kanun hükmünün aranmasının düşünülemeyeceğini vurgu-
lamıştır. Haksız yere haczedilen malların mükellefe iadesinde kanunî
faiz uygulanması gerektiğine hükmetmiştir
114
. Bu kararda mükellefe
112
Dş.9.D. 23.12.2009 gün ve E. 2007/2830, K. 2009/5237, karar yayımlanmamıştır.
Aynı karardaki karşıoyda ise hizmet kusuru oluşturan hukuka aykırı işlemlerden
doğan zararların işlemi yapan vergi idaresi tarafından karşılanması ve dolayısıyla
faiz ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
113
YALTI, s. 5-6.
114
“
Olayda, davacı kurumun 1998 yılında kesinti yoluyla ödenen vergilerin çeşitli vergi
borçlarına mahsubunu istediği, mahsup yerine getirildikten sonra 2003 yılında yapılan
sınırlı inceleme sonucu mahsubu istenen kesinti yoluyla ödenmiş vergilerin bir kısmıyla
ilgili belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle mahsup edilen vergilerin gecikme faiziyle bir-
likte tahsili için 9.2.2004 tarihli ödeme emirlerinin düzenlendiği, 10.2.2004 işlemle de, da-
vacının Tokat Defterdarlığı Vakıflar Bölge Müdürlüğü saymanlığı nezdindeki alacağına
haciz uygulandığı, haciz bildirisinin ise 26.1.2004 tarihinde düzenlendiği görülmüştür.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının davacı kurumun alacaklarına uygulanan haczin
iptaline ve haczedilen miktarın iadesine ilişkin kısmı hukuka uygun bulunduğundan bu
işlem nedeniyle davacının zarara uğradığı açıktır. Bu durumda davacının mahsup talebi-
nin yerine getirilmesinden 5 yıl sonra yapılan inceleme üzerine mahsup işleminin kısmen
haksız olduğu ileri sürülerek mahsubu istenen vergilerin süresinde ödenmemiş olduğun-
dan söz edilerek hukuka ve yasaya açıkça aykırı işlemler nedeniyle haksız yere haczedilen
miktarın davacıya iadesinde genel hükümler çerçevesinde faiz hesaplaması gerekli oldu-
ğundan Mahkeme kararının, haczedilen miktarın davacıya iadesinde faiz hesaplanamaya-