Background Image
Previous Page  240 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 240 / 505 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (105)

İ. Uğur ESGÜN

239

lizlerinin, etik problemlerinin ekseni olarak belirlenmesi verebilir. Ya-

bancılaşmanın etik ile bağlantısı da bu noktada çıkar. Sübjektif ahlak

dairesi içinde beliren “vicdan azabı”, artık etik dairesinde “insanın

yaptığına, vicdanının sızlamasına neden olan davranışına yabancılaş-

ması ve onu sahiplenmemesi” olarak şekillenir.

Yabancılaşma analizinin asıl önemi ise, sadece yabancılaşma sap-

tamasının yapılması değil; bu yabancılaşmanın olumlu veya olumsuz

olarak değerlendirilmesinde yatmaktadır. Çünkü yabancılaşma, her

zaman olumsuz olarak algılanabilecek bir durumu ifade etmemek-

tedir. Örneğin; insanların ilk çağlarda hayvanlara benzer bir yaşam-

dan sıyrılıp “uygarlaşması” bir yabancılaşma süreci olarak olumlu

bir değeri ifade edebilmektedir. Keza, Nazi tecrübesi hatırlandığında

toplumun külliyen insani değerlere yabancılaşması ve bir bireyin ya-

bancılaşmış bu Nazi toplumuna konformist bir şekilde uyarak yaban-

cılaşması olumsuz ve fakat bir başka bireyin konformizmi reddederek

Nazi toplumuna yabancılaşması ise olumlu olarak değerlendirilebile-

cektir. Bu bağlamda siyaset, hukuk ve benzeri süreçler insan-dışı do-

ğanın değil, bizzat insanın (beşeri) ürünleridir ve insan-dışı doğanın

ürünlerin tersine her durumda “insana, insanlaşmaya, insanlığa, in-

saniliğe ve yaşamcıllığa aykırılık” ölçütünde sorgulanmaya mahkum-

dur; mahkum olmalıdır. Bu çerçevede, aşağıda ayrıntılarına girilecek

siyaset, hukuk ve kamu etiği ile ilgili yabancılaşma tespitleri “insan”

referanslı bir etik sorgulama ışığında yapılacak olumlu veya olumsuz

analizleri ve önermeleri ifade edecektir.

C. Normatif Disiplinlere Aykırı Uygulamaların Bir

Yabancılaşma Süreci Olarak Etik Probleme Dönüşmesi

Bireyin normatif disiplinlere aykırı uygulamalar içeren davranışla-

rı, başta Durkheim ve Seeman olmak üzere birçok yabancılaşma kuram-

cısında

anomie

(kuralsızlık) durumu olarak nitelendirilir.

21

Dolayısıyla

bir normatif disiplinin hükümlerini ihlal, doğrudan doğruya o normatif

disipline yabancılaşma anlamına gelir. Fakat bu kuralsızlık durumları,

yine Seeman tarafından birer yabancılaşma semptomu sayılan “anlam-

sız bulma, toplumdan soyutlanma veya kendinden uzaklaşma” süreçle-

21

Muhammet Ertoy,

Yabancılaşma : Kader mi, Tercih mi?

Lotus Yay., Ankara 2007, s.

36, 42, 83; Temel Demirer, Sibel Özbudun,

Yabancılaşma

, Öteki Yay., Ankara 1998,

s. 26-30.