Background Image
Previous Page  249 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 249 / 505 Next Page
Page Background

Siyaset ve Anayasal Yabancılaşma:Etik İlkelerin Türk Hukukuna Uyarlanması Problemi

248

sal hayatın bütünü yazılı hukuk kuralları şebekesi içine kapatılmalı”

28

iken, yine tipik bir yabancılaşma örneği olarak siyasetin istediği bir

hayatın, siyasetin istediği bir “hukuki”liğe büründürülmesi olarak

okunmaktadır. Hal böyle iken, her türlü siyasi söylem, rahatlıkla hu-

kukun siyasallaşmamasını kabullenir görünmektedir. Pragmatik si-

yaset, istikrarı neredeyse demokratik hukuk devletinin de üzerinde

görüp fetişleştirmektedir ki bu pragmatizmin doğasına uygundur ve

fakat bu fetişleştirme, Demokratik Hukuk Devleti’nden ödün vermeyi

meşrulaştırmanın bir gerekçesini de oluşturduğu için hem “ideolojik”

nitelendirmeli bir etik sorgulamadan kurtulamaz ve hem de hukuk

devletinin ontolojik olarak yabancılaşmışlığını gösterir. Etik değil,

Makyavelist bir pragmatizm içindedir; çünkü siyasi hedeflere ulaşıl-

mada Demokratik Hukuk Devleti’nin içini boşaltma aracını kutsamış

olur. Hukuk Devleti’ni, “Devletin Hukuku” olarak baş aşağı çeviren

bir yabancılaştırma içindedir; çünkü aracın Demokratik Hukuk Dev-

leti ilkesinin evrenselleşmiş üst-amacını aşmış ve Herbert Marcuse’nin

vurguladığı gibi “rasyonalizmin aracı, amaca dönüşmüş olur”.

29

Türkiye’de de özellikle 1961 Anayasası’nda yapılan 1971 değişik-

likleri ile 1982 Anayasası’nın getirdiği yeniliklerde bu eğilim rahatlıkla

gözlemlenebilmektedir.

30

Örneğin:

1971 değişikliğinin bir ürünü olan Kanun Hükmünde Kararname

(KHK) ile 1982 Anayasası yeniliği olan Olağanüstü KHK rejimi, aslın-

da kanun yapma sürecinde yaşanan ve bu süreci uzatan parlamento

içi birçok prosedürle devlet başkanının veto yetkisinin geciktirici etkisi

bertaraf edilerek yürütmenin ihtiyacı olan hukuki (yasal) zeminin yine

bizzat yürütme (hükümet / Bakanlar Kurulu) tarafından yaratılabilme-

sini mümkün kılmaktadır. Ancak bu “zaman kazandırıcı” tekniğin be-

deli olarak millet egemenliği ve kuvvetler ayrılığına dayanan “yasama

yetkisinin devredilmezliği” ilkesinden ödün verilmesi anlamı da taşı-

maktadır. 1982 Anayasası’nda her ne kadar bu iki yasama fonksiyonu

niteliği taşıyan yürütme işleminin yine yasama organınca onaylanma-

sı veya reddedilmesi hükmü mevcut olsa da yasama organının bunları

Erişim Tarihi

: 13.02.2013).

28

Akt. Kemal Gözler, 41 no.lu sonnot.

29

Ertoy, s. 113.

30

Bu anayasacılık süreçlerin arkasında ise askeri müdahalelerin olduğu unutulma-

malıdır.