Background Image
Previous Page  282 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 282 / 505 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (105)

Hayrunnisa ÖZDEMİR

281

di kusuru ve nihayet, alacaklının ortak kusurudur. Gerçekleşen olay-

da tazminatta indirim teşkil edecek hal ve şartların varlığına ve ya ne

oranda indirime tabi kılınacağına hakim TMK. m. 4 gereği karar verir.

Borçlunun kusurunun tazminattan zorunlu olarak indirime sebe-

biyet teşkil etmeyeceği doktrin tarafından ileri sürülmektedir

84

. İleri

sürülen görüşe göre, hakim önüne gelen olayda kusurun hafif ve çok

hafif olması durumunda, tazminatın borçluya yüklediği yük arasın-

da aşırı nispetsizlik bulunduğu halde tazminattan indirim yapabilir

85

.

Ancak TBK. m. 116’nın özel durumu da göz ardı edilmemelidir. Bu-

rada, diğer kusursuz sorumluluk hallerinde olduğu gibi ne zarar ve-

ren yardımcı kişinin ne de borçlunun fiili kusuru gözönünde tutulur.

Burada alınacak olan kıstas, borçlunun yada yardımcı kişinin fiili ku-

suru olmayıp onların farazi kusurudur

86

. Tazminatın indirilmesinde

ölçü olarak alınacak hafif kusurun tespiti için gerekli olan özen, borç-

lu için geçerli olan özendir. Borçlunun alacaklının bizzat kendisinden

beklemeye hakkı olduğu özen derecesi ile yardımcı kişilerden dolayı

sorumlu olma prensibi burada da geçerlidir. Böylece, borçlu yardımcı

kişinin davranışında bulunmuş olsaydı, yardımcı kişinin somut olay-

daki davranış tarzı onun için de sadece hafif kusur teşkil edecek idiyse

bu şekilde tespit edilen farazi kusur, tazminattan indirim teşkil eder.

Alacaklının kendi kusuru da tazminattan indirim sebebidir. Za-

rar görenin, zararın ortaya çıkmasında veya zararın artmasında diğer

sebepler arasında kısmi sebep teşkil eden ve kınanabilir davranışı,

Borçlar Kanunu’nun m. 52/II anlamında hakim tazminattan indiri-

me gidebilir. Alacaklının tazminattan indirime sebep olabilmesi için

öncelikle, alacaklının davranışının zararın doğmasında ve artmasında

uygun sebep teşkil etmelidir

87

. İkinci şart ise, alacaklının zararın ortaya

çıkmasında veya artmasında uygun sebep teşkil eden davranışının kı-

nanabilir olmasıdır. Kınanabilmenin ölçütünde, aynen zarar görende

olduğu gibi objektif kusur kritelerine başvurulmalıdır. Yani burada da

84

Von Tuhr/Peter, 104-105; Guhl/Koller/Schnyder/Druey, 83; Tandoğan, 317; Te-

kinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, 797; BGE 104 II 88; Eren, 764.

85

Weber, PN. 158 Art. 101 OR; Eren, 764; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, 797;

Tandoğan, 316; BGE 100 II 337; 92 II 240; 82 II 534.

86

Şenocak, 226.

87

Eren, 769; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, 802; Schnyder, PN. 7, Art. 44 OR;

Spiro, 436; Gauch/Aepli/Stöckli, PN. 5, 165; Weber, PN. 159, Art. 101 OR; Y. 4

HD, T. 18.09. 1979, E. 1979/5480, K. 1979/5480, YKD. 1979, S. 11, 1573-1577.