

Sulh Hukuk – Asliye Hukuk Mahkemesi Ayrımının Anlam ve Önemi Üzerine Bazı Düşünceler
38
Sulh hukuk – asliye hukuk mahkemesi ayrımının anlam ve öne-
minin kavranabilmesi ve işlevselliği hakkında bir değerlendirmede
bulunulabilmesi için, öncelikli olarak, bu ayrımın tarihsel gelişimi ile
amacının ne olduğunun ortaya konulması gerekir.
Sulh hukuk – asliye hukuk mahkemesi ayrımı, oldukça uzun sayı-
labilecek tarihsel bir geçmişi bulunan, köklü bir ayrım konumundadır.
Her iki mahkemenin tarihsel süreç içerisinde, üstlenmiş oldukları mis-
yonlar, birbirinden farklıdır ve sözü edilen ayrım, bir tesadüfün değil;
bu misyon farklılığının bir gereği olarak ortaya çıkmıştır. Tarihsel kö-
kenleri irdelendiğinde, sulh hukuk mahkemelerin salt hüküm vermek
ve adalet dağıtmak üzere oluşturulmuş bulunan yargı mercileri konu-
munda bulunmadığı; bu mahkemelerin aslî işlevlerinin, tarafları uz-
laştırarak aralarındaki uyuşmazlığı çözüme kavuşturmak
3
; buna kar-
şılık, asliye hukuk mahkemelerinin aslî işlevinin ise, yargılama yapıp
hüküm vermek suretiyle, adalet dağıtımını gerçekleştirmek olduğu;
bu süreçte, uzlaştırıcı olarak rol üstlenme niteliğinin, sulh hukuk mah-
kemeleri ile karşılaştırıldığında, daha geri plânda bulunduğu görülür
4
.
Günümüzde, sulh hukuk mahkemelerinin, bu tarihsel misyonlarından
uzaklaşmış gibi bir görünüm arz etmesi, sulh hukuk – asliye hukuk
mahkemesi ayrımının kaldırılmasının değil; bu ayrıma, etkin bir bi-
çimde işlerlik kazandırılması ve bu ayrımdan daha rasyonel bir biçim-
de yararlanılmasının yollarının araştırılması gereğinin bir dayanağını
oluşturabilir.
3
1806 tarihli Fransız Usûl Kanunu’nu hazırlamış olan
Treilhard
’a göre, sulh hu-
kuk hâkimi, “bir hâkimden ziyade, bir hakem, bir babadır. Onun asıl zaferi, ço-
cukları arasındaki uyuşmazlıkta bir karar vermek değil; çocuklarını uzlaştırmak
suretiyle aralarındaki uyuşmazlığı çözüme kavuşturmaktır”, [Öztek, S.: Hukuk
Davalarında Adil ve Çabuk Yargılama, Aksaklıklar ve Çözüm Önerileri (Yeni
Türkiye Yargı Reformu Özel Sayısı, 1996/10, s.494-502), s.496’dan naklen]. Sulh
hukuk mahkemelerinin kavramsal çerçevede ifade edilmesinde barışçıl ve dos-
tane bir biçimde uyuşmazlığın sona erdirilmesini bünyesinde barındıran “sulh”
sözcüğüne yer verilmiş olması, onların, yargılama sistemi içerisindeki aslî işle-
vinin, tarafların uzlaştırılmasını temin etmek olduğunun açık bir kanıtını teşkil
etmektedir. [Öztek, s.496; Tanrıver, S.: Hukuk Yargısında Etkinliğin Sağlanması
İçin Alınması Gereken Önlemler Üzerine (Makalelerim I, Ankara 2005, s.165-
179), s.167, dn.4].
4
Bu konuda ayrıntılı bilgi için, bkz: Öztek, s.495-497; Arslan, R./ Tanrıver, S.: Yargı
Örgütü Hukuku, 2. B., Ankara 2001, s.61, dn.17; Tanrıver, S.: Hukuk Yargısının
Temel Sorunları ve Alınması Gereken Temel Önlemler (Makalelerim II, Ankara
2011, s.115-142), s.118.