

Sulh Hukuk – Asliye Hukuk Mahkemesi Ayrımının Anlam ve Önemi Üzerine Bazı Düşünceler
40
Öte yandan, sulh hukuk – asliye hukuk mahkemesi ayrımı, ge-
rek eski 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun gerek
yeni yürürlüğe girmiş bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’nun, gidilecek olan kanun yollarının tâyini, yani üst derece
yargılaması bağlamında, esas aldığı önemli ayrımlardan (temel ölçüt-
lerden) birisi konumundadır. 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri
Kanunu’nda, sulh hukuk – asliye hukuk mahkemesi ayrımı, özel bir
önem taşımakta idi. Çünkü, kanun koyucu, temyiz kanun yolunun
devamı niteliğinde olan karar düzeltme yoluna işlerlik kazandırma
bağlamında, asliye hukuk mahkemelerinin vermiş olduğu kararla-
rın temyizen incelenmesi sonucunda alınan Yargıtay kararlarını baz
almış; buna karşılık, ilke olarak, sulh hukuk mahkemesinin kararla-
rının temyizen incelenmesi sonucunda verilen Yargıtay kararlarına
karşı ise, karar düzeltme yolunu kapalı tutmuştu (HUMK m.440, III).
Dolayısıyla, sulh hukuk mahkemelerinden verilmiş olan kararlar, ilke
olarak, kanun yolu teşkilinde, karar düzeltme yolu devre dışı bırakıl-
dığı için, müracaat edilmişse sadece temyiz incelemesinden geçmek
suretiyle kesinleşebileceği için, bu durum, aynı zamanda, usûl eko-
nomisinin gerçekleştirilmesine, yani yargılamanın uzamasının önlen-
mesine de katkı sağlıyordu. Yapılan bu tespit, istinaf mahkemeleri,
henüz işlerlik kazanamadığı için, hâlâ günümüzde de geçerliliğini
sürdürmektedir.
6100 sayılı yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu da, sulh hukuk
– asliye hukuk mahkemesi ayrımından, istinaf ve temyiz kanun yol-
larının uygulanma alanlarının tâyini, yani üst derece yargılamasının
biçimlendirilmesi evresinde yararlanmış ve bu suretle sözü edilen ay-
rımı, bu bağlamda da ana bir ayrım statüsüne kavuşturmuştur. Ön-
görülen yeni modelde de, ilke olarak, sulh hukuk mahkemelerinin
vermiş olduğu kararlara karşı, sadece istinaf yoluna başvurulabilecek;
temyiz kanun yoluna gidilemeyecektir. Buna karşılık, asliye hukuk
mahkemesinin kararlarına karşı istinaf kanun yoluna, istinaf mahke-
mesinin (bölge adliye mahkemesinin) bu bağlamda vereceği kararlara
karşı da, ilke olarak, temyiz kanun yoluna işlerlik kazandırılabilecek-
tir. Görüldüğü üzere, temyiz kanun yolu, esas itibariyle asliye hukuk