

TBB Dergisi 2013 (105)
Süha TANRIVER
41
mahkemelerinin kararlarının, istinaf yoluna başvuru üzerine, istinaf
mahkemesince (bölge adliye mahkemesince) incelenmesi sonucunda
verilmiş bulunan kararlara karşı tatbik kabiliyeti kazanan bir kanun
yolu konumuna getirilmiştir (HMK m. 362, I, b ve ç). Yapılan bu tespit
de, sulh hukuk – asliye hukuk mahkemesi ayrımının, işlerlik kazana-
bilecek kanun yollarının tâyini bağlamında da önemli bir işlevi yerine
getirdiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Yine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun öngördüğü
sistemde, hemmalvarlığı haklarından hem de şahısvarlığı haklarından
doğan davalarda, yani çekişmeli yargı işlerinde genel görevli mahke-
me, asliye hukuk mahkemesi (m.2); çekişmesiz yargı işlerinde ise, ge-
nel görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesidir (m.383). Çekişmesiz
yargı işleri, medenî yargının, uğraş alanına giren önemli iş kategorile-
rinden birisini oluşturmaktadır. Sulh hukuk – asliye hukuk ayrımının
kaldırılması, bu bağlamda da, bir karmaşa yaşanmasına ve dolayısıyla
ciddî sıkıntıların ortaya çıkmasına da sebebiyet verebilir. Hatta, sulh
hukuk – asliye hukuk ayrımından, daha rasyonel ve daha etkin bir bi-
çimde yararlanılması hedefleniyor ise, özel mahkemelerde bakılacağı,
karara bağlanacağı öngörülen çekişmesiz yargı işleri de dâhil olmak
üzere, tüm çekişmesiz yargı işlerinde, sulh hukuk mahkemeleri, genel
görevli yargı yeri hâline dâhi getirilebilir.
Sulh hukuk mahkemelerinin, vesayete ve mirasa ilişkin dava ve
işlerde önemli bir işlevi yerine getiren mahkemeler konumunda bu-
lunduğu hususu da, göz ardı edilmemelidir. Medenî Kanun’da, bu
bağlamda sevk edilmiş olan çok sayıda hüküm mevcuttur. Sulh hu-
kuk – asliye hukuk mahkemesi ayrımının kaldırılması, bu bağlamda,
anılan mahkemeler arasında sistematik bir düzen içinde kurulmuş bu-
lunan dengenin bozulmasına, bir karmaşanın yaşanmasına sebebiyet
verebilir.
Kendisine işaret edilmiş bulunan tüm bu hususlar, sulh hukuk –
asliye hukuk mahkemesi ayrımının kaldırılmasında değil; aksine mu-
hafaza edilmesinde, pek çok yarar bulunduğunu açıkça ortaya koy-
maktadır.