Background Image
Previous Page  48 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 48 / 505 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (105)

Süha TANRIVER

47

tilen dava ve işlerin sulh hukuk mahkemelerinde; asliye hukuk mah-

kemelerinde görülmesi gerektiği belirtilen dava ve işlerin ise, asliye

hukuk mahkemelerinde görülmesi ölçütüdür. Hukuk Muhakemeleri

Kanunu Tasarısı’nın yasalaşması sürecinde, müddeabihin miktar ya

da değeri ölçütü, sulh hukuk – asliye hukuk mahkemesi ayrımı bağ-

lamında, tümüyle devre dışı bırakıldığı için, ister istemez, sulh hukuk

mahkemelerinde görülen davalarda bir azalma, buna paralel olarak

da, asliye hukuk mahkemelerinde görülen davalarda ise, bir artış or-

taya çıkmıştır. Bugün için, kira ilişkisinden kaynaklanmıyorsa, 1000

TL’lik bir alacak davası dahi, asliye hukuk mahkemelerinde görülür

hâle gelmiştir. Sulh hukuk – asliye hukuk mahkemesi ayrımından ve

bu ayrımı temel alan yazılı yargılama usûlü – basit yargılama usûlü

ayrımının gereklerinden, rasyonel bir biçimde yararlanılması ve usûl

ekonomisine uygunluğun sağlanması, yargılamanın makûl sürede bi-

tirilmesi hedefleniyor ise, müddeabihin miktar ya da değeri ölçütü-

nün, görev tâyini hususunda, tekrar, yasal çerçevede dikkate alınması

gereken temel bir ölçüt şeklinde düzenlemeye kavuşturulması şarttır.

Yine de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun öngördü-

ğü düzenleme çerçevesinde, sulh hukuk mahkemelerinin, kanunlarda

aksine bir düzenleme yer almadığı sürece, tüm çekişmesiz yargı işle-

rinde görevli mahkeme konumunda bulunduğu ve çekişmesiz yargı

işlerinin, mahkemelerinin göreceği işler arasında önemli bir yekûnu

teşkil ettiği hususu da göz ardı edilmemelidir. Eğer asliye hukuk mah-

kemelerinin aleyhine olarak iş dağılımı bağlamında bir dengesizliğin

yaratıldığı düşünülüyorsa, bu dengesizliğin izalesi için, özel mahke-

melerde bakılacağı, karara bağlanacağı öngörülmüş bulunanlar da da-

hil olmak üzere, istisnasız bir biçimde, tüm çekişmesiz yargı işlerinde

görevli yargı yerinin sulh hukuk mahkemeleri olacağı şeklinde bir dü-

zenleme değişikliğine gidilmesi de mümkündür. Yine, bu bağlamda,

eskiden olduğu gibi, mirasçılık belgesinin iptali ve yeni bir mirasçı-

lık belgesi verilmesi istemini konu alan davalar da, açıkça sulh hukuk

mahkemelerinin görev alanının içerisine dahil edilebilir.

5. Sulh hukuk – asliye hukuk mahkemesi ayrımının kaldırılması yö-

nünde düşünce serdedenlerin bu görüşlerini dayandırmış olduk-

ları diğer bir gerekçe de, bu ayrımın, hukuk ve ceza alanlarında

uzmanlaşmanın önünde bir engel oluşturduğu yönündedir

13

.

13

Adalet Bakanlığı İç Denetim Birimi Başkanlığı’nın 12.10.2011 tarihli Sulh – Asliye