

TBB Dergisi 2014 (115)
Şebnem NEBİOĞLU ÖNER
483
Sözleşme’yi hazırlayanlar, farklı devletlerin iç hukuklarının koru-
ma hakkını farklı şekillerde ele alabileceğini öngörmüşlerdir. Esasen
her bir hukuk sistemi koruma hakları bakımından farklı bir termino-
lojiye sahip olduğunan, çocukların bakım ve kontrollerine dair hakla-
rın nasıl adlandırıldıklarından ziyade, belirtilen hakların hangi yetki
ve görevleri kapsadığını nazara almak gerekmektedir. Örneğin, anne-
ye velayet hakkının verildiği fakat, çocuğun babanın rızası olmaksı-
zın yargı alanından ayrılamayacağının kararlaştırıldığı bir durumda,
anne tarafından çocuğun yargı alanı dışına çıkarılması kanuna aykırı
olacaktır
15
. Bu nedenle Sözleşme’nin uygulama alanına giren bu tür
vakalarda mahkemelerin, koruma haklarının yabancı bir hukuk sis-
teminde kendilerininkine nazaran oldukça farklı şekilde düzenlenmiş
olabileceğini gözönünde bulundurmaları ve iade prosedürünü buna
göre şekillendirmeleri önemlidir
16
. Bu nedenle, koruma hakkı ve içe-
riği konusunda taraf devlet hukuk sistemlerinde yer alan mevzuat ve
uygulamaların ulaşılabilirliği ve bu irtibatın sağlanması noktasında
özellikle merkezi makamların etkinliği hayati öneme sahiptir.
ating a Uniform Definition of Habitual Residence under the Hague Convention
on the Civil Aspects of International Child Abduction, (2006-2007), 7 Chi. J. Int’l L.
321. Ayrıca mutat meskenin tespiti noktasındaki farklı görüş ve değerlendirmeler
için bkz. Giray, s. 52 vd.; Altuntaş, 152 vd. Belirli bir yaşın altında ve anne bakı-
mına muhtaç olan çocukların anneden bağımsız bir mutat meskeni olamayacağı
yönündeki görüş için bkz. Erdem, Bahadır, Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Türk
Hukukundaki Sorunları ve Çözümü, Özel Hukuk Alanında Adli İşbirliği Çalışta-
yı, Ankara 2013, s.9.
15
Örneğin Alman Hukukunda, velayet hakları konusu çocuğun evlilik içi veya evli-
lik dışı doğmuş olmasına göre farklılık arz etmekte olup, evlilik içi çocuk üzerinde
anne veya babadan birisinin velayet hakkı bir Mahkeme kararı ile kaldırılmadık-
ça ortak velayet söz konusudur. Ayrılma veya boşanma durumunda da aksine
bir Mahkeme kararı olmadığı sürece ortak velayet devam etmektedir. Evlilik dışı
doğan çocuğun velayet hakkı ise otomatikman anneye tanınmakta ancak, anne
ve baba ortak bir beyan vermek suretiyle ortak velayet hakkına kavuşabilmek-
tedir. Bunun yanı sıra, Alman Hukukunda tek taraflı velayet hakına sahip olan
veya çocuğun ikamet yerini tayin etme hakkına sahip olan ebeveyn, diğer ebe-
veynin rızası olmadan çocuk ile beraber başka bir ülkeye gitme hakkına sahiptir.
Bu çerçevede, belirtilen hakka sahip olan ebeveynin çocuğun mutat meskenini
değiştirme girişimi, kendisine tanınan hak çerçevesinde diğer ebeveynin koruma
hakkını ihlal etmediğinden, Lahey Sözleşmesi anlamında bir kaçırma veya alıkoy-
ma durumu söz konusu olmayacaktır. Bkz. Bkz. Helmers, Ralf, Almanya’da Aile
Mahkemelerinde Görülen Uluslararası Çocuk Kaçırma Davalarının Adli Prosedü-
rü ve Alman Kanunlarındaki Konuya İlişkin Hukuki Düzenlemeler, Özel Hukuk
Alanında Adli İşbirliği Çalıştayı, Ankara 2013, s.60.
16
Sözleşme hükümlerinin yorumlanmasında göz önünde bulundurulması gereken
esaslara ilişkin ayrıntılı bilgi için bkz. Giray, s.46 vd.