Background Image
Previous Page  499 / 517 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 499 / 517 Next Page
Page Background

Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yönlerine Dair Lahey Sözleşmesi: ...

498

öncelikle iade davasının sonuçlandırılacağının açıkça düzenleme altı-

na alındığı görülmektedir.

Lahey Sözleşmesi kapsamındaki bir dava, bir velayet/koruma

hakkı davası olmamakla ve belirtilen prosedürde koruma hakkının

esasını etkileyecek bir karar verilmesi imkanı bulunmamakla birlik-

te, özellikle 13/1-(b) maddesinde yer alan önemli risk veya müsamaha

edilemeyecek durum istisnasının irdelenmesi, zorunlu olarak koruma

hakkının esası ile bağlantılı bazı meselelerin irdelenmesini gerekti-

rebilecek olup, bu hususta belirtilen istisnaların tespiti ile sınırlı bir

sorgulama yapılmasını sağlayacak parametlerin de özenle tespiti zo-

runludur.

Mahekemece iadeye karar verilmesi halinde, iadenin nasıl gerçek-

leştirileceği her taraf devletin kendi hukuki kaidelerine göre farklılık

gösterebilecektir. Örneğin, Türkiye’de görülen bir iade davası netice-

sinde, mahkemenin çocuğun iadesine karar vermesi ve bu kararın ke-

sinleşmesi durumunda, Bakanlıktan onay alınmasını müteakip ilâmın

icrasına başlanabilecek ve 5717 sayılı Kanunun 18. maddesi gereğince

çocuğun iadesine dair kararın icrası, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı

İcra ve İflâs Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre, çocuğun bulundu-

ğu yerdeki icra müdürlüğünce sağlanacak ancak, kararın icrası 2004

sayılı Kanun’un 25. maddesindeki genel düzenleme olan “

çocuğun tes-

limi

” usûlünden farklı şekilde gerçekleştirilecektir. Bu kapsamda, bir

icra emri tebliğ edilmesine gerek olmaksızın ilâmın icra edilmesi ve

böylelikle çocuğu uhdesinde bulunduran ebeveynin bir diğer kaçırma

teşebbüsünün önlenmesi amaçlanmakta olup, düzenleme bu yönüyle

isabetli görünmektedir.

Türkiye’de yürütülen iade prosedürleri açısından, 5717 sayılı

Kanun’un ilgili hükümlerinde, bu Kanunun uygulanmasından doğan

dava ve işlerin harca tâbi olmadığı, yargılama masraflarının kovuş-

turma ödeneğinden karşılanmakla birlikte davayı kaybedene yükle-

tileceği ancak, başvuruda bulunan adına bir avukat veya müşavirin

katılımından doğan masraflar ile çocuğun iadesi sebebiyle doğan mas-

rafların kovuşturma ödeneğinden karşılanmayacağı belirtilmiştir

50

.

50

Sözleşmenin 26. maddesi “Her merkezî makam sözleşmeyi uygularken kendi

masraflarını karşılar. Taraf Devletlerin merkezî makamı ve diğer kamu servisleri,

sözleşmenin uygulanması çerçevesinde vaki taleplerle ilgili olarak hiçbir masraf