Previous Page  156 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 156 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (123)

Güray ERDÖNMEZ

155

benimsemiştir. Buna göre, hâkim önce sahtelik iddiasının ciddi olup

olmadığını değerlendirecek ve dava dosyasına ibraz edilen senedin

sahte olduğuna dair önemli dayanak noktaları getirildiği takdirde,

imza veya yazıyı inkâr eden tarafa sahtelik davası açması için iki haf-

talık kesin süre verecektir.

17

Görüldüğü gibi, Hukuk Muhakemeleri Kanununda “imza veya

yazıyı inkâr eden tarafa, dava açması için” süre verileceği öngörül-

müştür. Kanundaki ifade lafzen yorumlanırsa, sahtelik iddiasında bu-

lunan tarafa sadece hukuk mahkemesinde dava açması için süre veri-

leceği sonucuna ulaşılabilir. Zira imza veya yazıyı inkar eden tarafın

ceza mahkemesinde doğrudan ceza davası açma olanağı yoktur. Sahte-

lik iddiasında bulunan taraf ancak cumhuriyet savcılığı nezdinde suç

ihbarında bulunarak ceza davası açılmasını sağlayabilir. Bu bağlamda,

imza veya yazıyı inkâr eden tarafın iki haftalık kesin süre içinde sav-

cılığa suç duyurusunda bulunduğu takdirde üzerine düşen yüküm-

lülüğü yerine getirmiş sayılıp sayılmayacağı sorulabilir. Kanunun ge-

rekçesinde sahtelik davasının mutlaka hukuk mahkemesinde açılması

gerektiğine dair bir sınırlama yoktur. Kanaatimizce, imza veya yazıyı

inkâr eden taraf doğrudan ceza davası açamayacağına göre, savcılığa

suç duyurusunda bulunduğunda ceza davasının açılması için üzerine

düşen yükümlülüğü yerine getirdiği kabul edilmelidir. Aksi takdirde,

taraf Kanunda açık bir hüküm olmadığı halde hukuk mahkemesinde

sahtelik davası açmaya zorlanmış olur. Bu durum ise, sahtelik dava-

17

Buna mukabil, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi konuyla ilgili bir kararında, savcılığa

suç duyurusunda bulunmak suretiyle resmi senedin sahteliği iddia edilmesine

rağmen, ayrı bir sahtelik davası açılması için süre verilmesini uygun görmemiş

ve çalışma barışının bir an önce sağlanması için savcılık soruşturmasının sa

bekletici sorun yapılmamasına karar vermiştir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin bu

kararı şöyledir : “… Öte yandan, davacı vekili bir kısım sendika üyelik fişlerinin

gerçeğe aykırı düzenlendiğini iddia ederek, bu konuda İzmir C.Başsavcılığı’nca

yürütülen 2011/92889 soruşturma nolu dosyanın bekletici mesele yapılmasını

istemiştir. Fakat 6100 sayılı HMK’nun209 maddesinin 2. Bendinde ; “Resmi

senetlerdeki yazı ve imza inkar edildiğinde senetteki yazı ve imzanın sahteliği

ancak mahkeme kararı ile sabit olursa bu senet her hangi bir işleme esas alınamaz.

hükmü düzenlenmiştir. Davacı vekilinin gerçeğe aykırı düzenlendiğini iddia ettiği

sendika üyelik kayıt fişleri noter marifeti ile düzenlendiğinden ve henüz sahteliği

ile mahkeme kararı ile sabit olmadığından ayrıca çalışma barışının daha fazla

gecikmeden sağlanması için Mahkememizce İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın

2011/92889 soruşturma nolu dosyasının bekletici mesele yapılmasına ilişkin

talebi reddedilmiştir…” (9. HD E. 2012/17685 K. 2012/27237 T. 10.7.2012, Kazancı

İçtihat Bankası).