Previous Page  158 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 158 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (123)

Güray ERDÖNMEZ

157

yanarak başlatılan icra takibinde takip işlemleri yapılmasına engel de-

ğildir. Çünkü resmi senetler ancak sahte oldukları mahkeme kararıyla

sabit olduğu takdirde bir işleme esas alınamazlar (HMK.m.209/2).

Sahtelik iddiasında bulunan tarafın mahkemenin verdiği iki haf-

talık kesin süre içinde ayrı bir sahtelik davası açmamasının ne gibi so-

nuçlar doğuracağı ayrı bir soru işareti teşkil eder. Bu soruya verilecek

cevap, sahtelik iddiasında bulunan taraf ve asıl davaya bakan mahke-

me açısından ayrı ayrı incelenmelidir. Kanaatimizce, mahkemece ve-

rilen kesin sürenin geçirilmesi tarafın daha sonra ayrı bir sahtelik da-

vası açmasına engel olmamalı; bir diğer deyişle, resmi senetteki imza

veya yazıyı inkâr eden taraf Kanunda öngörülen iki haftalık kesin süre

geçtikten sonra da sahtelik davası açabilmelidir. Aksi düşüncenin ka-

bulü halinde, tarafın Anayasa’nın 138. maddesiyle güvence altına alı-

nan hak arama hürriyeti ihlal edilmiş olur. Ayrıca, resmi senetlerdeki

sahtelik iddiasının kamu düzenine ilişkin olması da kesin süre geç-

tikten sonra ayrı bir sahtelik davası açılabilmesi gerektiği düşüncesini

desteklemektedir. Bu noktada, hakîmin verdiği kesin sürenin kaçırıl-

masının hiçbir yaptırımının olup olmayacağı sorulabilir. Doktrinde,

resmi senedi inkâr eden tarafın iki haftalık kesin süre içinde görevli

mahkemede ayrı bir sahtelik davası açmaması halinde, sahtelik iddi-

asından vazgeçmiş sayılacağı ve esas davanın açıldığı mahkemenin

davaya devam ederek karar vereceği belirtilmektedir

18

. Kanaatimiz-

ce, burada bir ayırım yapılabilir. Taraf kendisine verilen iki haftalık

kesin süre içinde dava açmadığı gibi, bilahare ayrı bir sahtelik davası

da açmazsa, asıl davaya bakan mahkeme dosyadaki delil durumuna

göre hükmünü tesis etmelidir. Buna karşılık, asıl davada sahtelik id-

diasında bulunan taraf kendisine verilen kesin sürede geçtikten son-

ra evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek ayrı bir dava

açarsa, bu davanın bekletici sorun yapılıp yapılmayacağına asıl dava-

ya bakan mahkeme karar vermelidir. Mahkeme iki haftalık kesin süre

geçtikten sonra açılan sahtelik davasının asıl davayı uzatmak amacıy-

la ikame edilmediği kanaatine varırsa, ilerde çelişkili kararların ortaya

çıkmasını önlemek için sahtelik davasının sonucunun beklenmesine

karar verebilmelidir. Buna karşılık, davalı asıl davada tahkikat aşa-

masının sonuna gelinmesini bekler ve mahkemenin kararını vermeye

18

Kuru, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, s. 259.