Previous Page  162 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 162 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (123)

Güray ERDÖNMEZ

161

senetteki imzanın veya yazının sahte olup olmadığını HMK.m.211’de

öngörülen sırayı takip ederek kendileri belirleyebildikleri için, sahtelik

iddiasıyla karşılaştıkları her olayda genel mahkemede görülen sahte-

lik (menfi tespit) davasını bekletici sorun yapmak zorunda değildirler.

Şüphesiz genel mahkemede görülen davada tahkikatın daha önde ol-

duğu hallerde bekletici sorun yapma kararı verilmesi usûl ekonomisi

açısından daha yerinde olabilir. Örneğin borçlu bir taraftan sahtelik

itirazında bulunarak kambiyo senetlerine özgü takibin geçici olarak

durdurulmasını istemiş (İİK.m.169, 170), diğer taraftan genel mahke-

mede sahtelik davası açmışsa, icra mahkemesi genel mahkemede veya

ceza mahkemesinde görülmekte olan davanın bulunduğu aşamayı

dikkate alarak, çelişkili kararlar verilmesini önlemek, boşa zaman ve

emek kaybına meydan vermemek için bekletici sorun yapma kararı

verebilir. Ancak, icra mahkemelerini her durumda genel mahkeme-

lerde görülen sahtelik davalarının sonucunu beklemek zorunda bırak-

manın isabetli olmadığı kanaatindeyiz.

Nitekim, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi de yeni tarihli kararlarında

yukarıda zikrettiğimiz içtihadından dönmüştür. Yargıtay yeni tarihli

kararlarında “

İcra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikayetleri, İcra Ve İflas

Kanunu’nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak takip hukuku bakı-

mından kesin hükme bağladığından, anılan mahkemenin kararları kural olarak

maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımaz. Bu nedenle borca veya imzaya

itirazın incelenmesi sırasında sahtelik iddiasına dayalı olarak genel mahke-

verdiği yetkiyle daha detaylı bir biçimde inceleme olanağına sahiptir (HGK’nun

06.02.2008 tarih ve 2008/12-77 esas, 2008/90 karar sayılı kararı). Anılan maddede

sahtecilik davasının hukuk ya da ceza mahkemesinde açılması arasında herhangi

bir ayrıma gidilmediği anlaşılmaktadır. Somut olayda, borçlular tarafından taki-

be konu senet hakkında C. Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğu ve henüz

soruşturmanın devam ettiği dikkate alındığında HMK’nun 209. maddesi şartları

oluştuğundan şikayete konu senet yönünden sahtelik iddiasının sonucunun bek-

lenmesi gerekir. Bu nedenle takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken

yazılı gerekçe ile itirazın kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan

her ne kadar mahkeme kararının gerekçesinde davalılardan Hüseyin Aktaş ve

Selçuk Aktaş’ında takip borçlusu olduklarından aleylerine yöneltilen itirazın

husumet yokluğundan reddedildiği belirtilmiş ise de; hüküm kısmında adı ge-

çen her iki davalı aleyhine yöneltilen davanın husumet yokluğundan reddine

karar verilmesi gerekirken yalnızca Hüseyin Aktaş aleyhine yönelik itirazın hu-

sumet yokluğundan reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir…” (Yargı-

tay 12.HD.03.12.2012 T. E:18504, K:35906

www.e-uyar.com

). Yargıtay 12. Hukuk

Dairesi’nin aynı yöndeki bir başka kararı için bkz. 12.HD.15.10.2012 T. E:10993,

K:29291,

www.e-uyar.com

.