Previous Page  164 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 164 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (123)

Güray ERDÖNMEZ

163

ki, adi senet üzerindeki imza veya yazıyla ilgili sahtelik iddiasında

bulunulduğunda icra mahkemesinin izleyeceği usûl ve yapacağı in-

celeme ile genel mahkemenin yapacağı inceleme arasında hiçbir fark

yoktur.

25

İcra mahkemesi takibe konu senedin sahte olduğu ileri sü-

rüldüğü takdirde, Kanunun kendisine tanıdığı yetkiyi kullanarak

ilk planda takibin geçici olarak durdurulmasına karar verebilirse de

(İİK.m.169/a,2; 170/2), borçlunun ödeme emrine yaptığı itirazın haklı

olup olmadığı konusunda nihai bir hüküm tesis edebilmek için sah-

telik incelemesi yapmak zorunda kalacaktır. İcra mahkemesi bu in-

celemeyi İİK.m.68a’da öngörülen usûlle yapabilecektir (İİK.m.169/3).

İİK.m.169/a hükmünde yazının inkârı halinde incelemenin nasıl yapı-

lacağına dair herhangi bir hüküm olmaması icra mahkemesinin yazı-

nın inkâr edildiği (borca itiraz) hallerde de bilirkişi incelemesi yapıl-

masına karar vermesine engel değildir. Nitekim, Yargıtay’ın 1086 sayılı

HUMK dönemindeki uygulaması bu yöndedir.

26

İşte bu noktada icra

25

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi önceki tarihli kararlarında Yargıtay Hukuk Ge-

nel Kurulu’nun 06.02.2008 tarih ve 2008/12-77 E. 2008/90 K. sayılı kararına atıf

yapmakta ve buna istinaden icra mahkemelerinin sahtelik iddiasını inceleme

konusunda dar yetkili olduklarını belirtmekte idi. Halbuki, Yargıtay 12. Hukuk

Dairesi’nin kararlarına dayanak yaptığı Hukuk Genel Kurulu kararı 1086 sayılı

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yürürlükte olduğu dönemde verilmiş-

tir. Anılan Hukuk Genel Kurulu kararının verildiği tarihte yürürlükte olan 1086

sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa göre sahtelik incelemesi yapıldı-

ğında, senet düzenlenirken orada bulunan kişilerin tanık olarak dinlenmeleri söz

konusu idi (HUMK.m.309/1). İcra mahkemelerinin kural olarak tanık dinleme

yetkileri bulunmadığı için, Hukuk Genel Kurulu kararının verildiği tarih itibariy-

le isabetli olduğu söylenebilir. Ancak, Hukuk Muhakemeleri Kanununda adi se-

netlerde sahtelik iddiasını inceleme usulü değiştirilmiş ve 1086 sayılı HUMK’dan

farklı olarak senet düzenlenirken orada hazır bulunanların tanık olarak dinlenme-

leri usûlü terk edilmiştir (HMK.m.208). Dolayısıyla, icra mahkemeleri önlerine ge-

len bir adi senedin sahte olup olmadığını aynı genel mahkemeler gibi HMK.m.211

hükmündeki sırayı takip ederek ve tanık dinlemeye gerek kalmaksızın inceleye-

bileceklerdir (İİK.m.68a/4 atfıyla). Bir diğer deyimle, bugün icra mahkemelerinin

ve genel mahkemelerin sahtelik incelemesi konusundaki yetkileri aynıdır. 1086

sayılı HUMK yürürlükte iken dahi icra mahkemeleri ile hukuk mahkemelerinin

sahtelik iddiasını inceleme yetkileri arasında bir fark olmadığı yönündeki bir gö-

rüş için ayrıca bkz. Özbek, s. 205.

26

Yargıtay’ın bu yöndeki bir kararı şöyledir : “İcra takibinin dayanağı 2282469

numaralı 30.03.2004 keşide tarihli 75.000.000.000 TL bedelli çek miktarının,

5.000.000.000 TL iken tahrifatla mevcut haline dönüştürüldüğü yaptırılan bilir-

kişi incelemesi ile tespit edilmiştir. Bu durumda alacaklının tahrifat öncesine ait

senet bedeli üzerinden takibe devam hakkı vardır. Borçlu, İİK’nun 169/a mad-

desinde belirlenen koşullarda takip alacaklısına herhangi bir ödeme yaptığını da

ispatlayamadığına göre, mahkemece borçluların diğer itiraz nedenleri incelene-

rek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu çek yönünden, tahrif