Previous Page  166 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 166 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (123)

Güray ERDÖNMEZ

165

genel mahkemedeki (ceza mahkemesindeki) davanın bekletici sorun

yapılmasına karar vermekte idi.

29

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi her ne

kadar yeni tarihli kararlarında gerek imza gerekse imza dışındaki

sahtelik iddialarında HMK.m.209 hükmünün uygulanmayacağını

kabul etmekte ise de, bu düşüncenin kabulü halinde dahi icra mah-

kemesinin genel mahkemede görülen davayı bekletici sorun yapma-

sına engel yoktur. Zira hukuk mahkemesinde sahtelik (menfi tespit)

davası veya ceza mahkemesinde sahtecilik davası açılmasıyla birlikte

takibin kendiliğinden durup durmayacağı (HMK.m.209) ile icra mah-

29

Yargıtay’ın bu yöndeki bir kararı şu şekildedir : “Ancak sahtelik iddiasının imza

inkarı dışındaki bir nedene de dayanması halinde ise 6100 sayılı HMK. nun

209/1. maddesinin amir hükmü gereği icra takibi olduğu yerde durur. Bunun

için sahtelik iddiasının ileri sürüldüğü Cumhuriyet Savcılığı ya da mahkemece

ayrıca tedbir kararı verilmesi gerekmez. Borçlu tarafından icra dairesine baş-

vurulması halinde icra müdürlüğünce anılan madde uyarınca sahtelik davası

sonuna kadar icra takibinin durdurulması gerekir. İcra müdürünün kararının

taraflarca İİK. nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayet konusu yapılabileceği

tabidir. Öte yandan borçlu tarafından doğrudan icra mahkemesine başvurulma-

sına da yasal engel olmadığı gibi, hâkim, 6100 sayılı HMK. nun 209/1. madde-

sini re’sen nazara almalıdır. Pek tabidir ki mahkemece sahtelik iddiasının imza

inkarı dışındaki bir nedene dayandığının belirlenmesi halinde takip hukukunun

özelliği ve ivedi karar verilmesi gerekliliğinin bir sonucu olarak, sahtelik davası

bekletici mesele yapılmadan, sahtelik davasında karar verilinceye kadar icra ta-

kibinin durdurulmasına karar verilmesi gerekir. O halde mahkemece HMK’nun

209. maddesi şartları oluştuğundan şikayete konu senet yönünden sahtelik id-

diasının sonucunun beklenmesi gerekir. Bu nedenle takibin kovuşturma sonu-

na kadar durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm

tesisi isabetsizdir” (12. HD. 28.01.2013 T. E: 2012/33903, K:2436, www.e-uyar.

com). Yargıtay’ın aynı yöndeki bir diğer kararı ise şu şekildedir : Yargıtay’ın

bu yöndeki bir kararı şu şekildedir : “Borçlu vekili, kambiyo takibine konu edi-

len çekin kambiyo senedi vasfını taşımadığını, bu çek yaprağının, 2002 yılında

kapatılan Çaykara Halk Bankası tarafından verilmiş bir çek yaprağı olduğunu,

alacaklı tarafından bu çek yaprağının her nasılsa ele geçirilerek tahrif edilip dol-

durulduğunu, müvekkili tarafından böyle bir çekin verilmediğini belirterek icra

takibinin durdurulmasına ve iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece

takip konusu çekin tüm unsurlarının tamam olup borçlunun da İİK’nun 169/a

maddesi kapsamında, borcu olmadığını, borcun itfa veya imhal edildiğini resmi

veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlamadığından bahisle itirazın reddi-

ne karar verilmiştir. Alacaklı hakkında Resmi Belgede Sahtecilik, suçlamasıyla

Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığınca 25.04.2011 tarihli kamu davasının açıldığı-

na ve iddianamede Trabzon 3. Asliye Ceza Mahkemesince 09.05.2011 tarihinde

kabul edildiğine göre, (HGK’nun 05.05.2010 tarih ve 2010-12-74-243 sayılı ka-

rarında da vurgulandığı üzere) HMK md. 209/1 fıkrası gereğince bu davanın

sonucunun beklenmesi ve takip konusu çekin “bu konuda bir karar verilinceye

kadar, herhangi bir işleme esas alınmamasına karar verilmesi” gerekirken eksik

inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir” (12. HD. 23.01.2012 T.

E:2011/14543, K:2012/1094,

www.e-uyar.com

).