Previous Page  173 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 173 / 497 Next Page
Page Background

Adi ve Resmi Senette Sahtelik İddiasının Hukuk Davalarına ve İcra Takiplerine Etkisi

172

düşünülmelidir. Kanaatimizce, sahtelik davasına bakan hukuk mah-

kemesi yargılamanın sonunda resmi senedin sahte olduğuna karar

verdiği takdirde, ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durmasına ka-

rar vermeli; temyiz incelemesi sonunda kararın bozulması halinde ise,

bozma kararının içeriğine göre tedbirin devamına veya kaldırılması-

na karar vermelidir. Böylece, resmi senede dayanan taraf ile sahtelik

iddiasında bulunan tarafın menfaatleri somut olayın özelliklerine göre

telif edilmiş olacaktır.

3- Sahtelik İddiasının Adi Senetlere Dayanarak Başlatılan İcra

Takiplerine Etkisi

Sahtelik iddiasının adi senetlere istinaden başlatılan icra takipleri-

ne etkisinin ne olacağı ayrı bir soru işareti teşkil eder. 1086 sayılı HUMK

zamanında davaya bakan hâkimin bilirkişi incelemesi yapılmasına

ve tanık dinlenmesine karar vermesiyle birlikte (HUMK.m.317), icra

takiplerine devam edilemeyeceği gerek doktrindeki yazarlar gerekse

Yargıtay tarafından kabul ediliyordu.

38

Hukuk Muhakemeleri Kanu-

nunda ise adi senetlerde sahtelik iddiasının ileri sürülmesiyle birlik-

te o senedin hiçbir işleme esas alınamayacağı açıkça kabul edildiği

(HMK.m.209/1) ve böylece, sahtelik iddiasının etkisi zaman itibariyle

geriye çekildiği için, icra takiplerinin bu hükümden etkilenip etkilen-

meyeceği sorun teşkil etmiştir.

Bilindiği gibi, genel haciz yoluyla takipte borçlunun ödeme em-

rine itiraz etmesiyle birlikte takip kendiliğinden durur (İİK.m.66). O

yüzden, itirazın kaldırılması prosedürü sırasında (İİK.m.68, 68a) veya

itirazın iptali davası görülürken (İİK.m.67), sahtelik itirazının takibi

durdurup durdurmayacağı sorunu gündeme gelmez. Bununla birlik-

te, borçlu Kanun’da öngörülen yedi günlük süre içinde ödeme emrine

itiraz etmediği takdirde, HMK.m.209/1 hükmünün icra takiplerine uy-

gulanıp uygulanmayacağı sorusuyla karşılaşılır. Bilhassa borçlu icra

takibi kesinleştikten sonra genel mahkemede ayrı bir sahtelik davası

açar ve takibin dayanağını teşkil eden adi senetteki imza veya yazının

38

Kuru, Usul,

C.II,

s. 2101; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, İcra ve İflâs Hukuku 2010,

s. 202; Kuru/Arslan/Yılmaz, İcra ve İflâs Hukuku 2010, s. 200; Muşul, s. 374;

Özbek, s. 182- 183. Yargıtay’ın bu konudaki örnek bir kararı için bkz. Yargıtay

12. HD 22.12.2011 tarih E.12703/K.30235 sayılı kararı (Uyar, Takibin Teminatsız

Durdurulması, s. 493).