Previous Page  190 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 190 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (123)

Güray ERDÖNMEZ

189

Kanunu’nun kabulünden sonra doktrinde ileri sürülen bir görüşe göre,

sahtecilik suçu nedeniyle ceza mahkemesinde kamu davası açıldığın-

da HMK.m.209 hükmü uygulanmalı ve icra takipleri kendiliğinden

durmalıdır.

64

Aksi yöndeki bir görüşe göre ise, ceza mahkemesinde

sahtecilik davası açılması icra takibini kendiliğinden durdurmamalı;

borçlu hukuk mahkemesinde menfi tespit davası açarak, İİK.m.72 hük-

müne göre ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemelidir.

65

Yargıtay 1086

sayılı HUMK zamanında ceza mahkemesinde kamu davası açılması

halinde icra takibinin HUMK.m.317 hükmü gereğince duracağını ka-

bul etmişti

66

. Yargıtay Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun kabul edile-

rek yürürlüğe girmesini takiben verdiği kararlarda önceki görüşünü

devam ettirmiştir.

67

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi bu kararlarında ceza

davası açılmasının HMK.m.209 hükmünün uygulanması için yeterli

olduğunu; ceza davasının açılmasıyla birlikte takibin duracağını, ayrı-

icra takibine etkisinin ne olacağına dair açık bir yasal düzenleme 2004 Sayılı İcra

ve iflas Kanunu’nda bulunmamaktadır. Bu nedenle. 1086 Sayılı H.U.M.K.’nun 317

nci maddesinin 2.cümlesinden yararlanarak soruna bir çözüm getirmek gerektiği

yargısal uygulamada kabul edilmiştir ( H.G.K.’nun 22.1.2003 gün ve 2003/12-3 E.

2003/28 K.; 6.2.2008 gün ve 2008/12-77 E. 2008/90 K. sayılı kararları ).Bu düzen-

leme karşısında senet bedeline itiraza dair davanın görülmesi aşamasında ceza

davası da açılmışsa; ceza davasının sonuçlanması, imzaya itiraz davası yönün-

den bekletici sorun olarak kabul edilmelidir. Zira, icra mahkemeleri şikâyet ve

itirazları belli bir usule uyarak yargılayan ve objektif hukuk kurallarını şikayet

ve itirazlara uygulamak suretiyle bunları takip hukuku bakımından kesin hükme

bağlayan mahkemelerdir. Bu mahkemeler, takip hukukuna dair uyuşmazlıkları

çözme görevini yerine getirirken kural olarak tanık dinleyemeyeceklerinden dar

( sınırlı ) yetkili olup, sahtelik iddiasını inceleme yetkileri de genel mahkemeye

göre daha kısıtlıdır…” (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2011/2245 K. 2011/17673 T.

4.10.2011, Kazancı İçtihat Bankası).

64

Pekcanıtez/Atalay/Özekes, Usul, 14. bası, s.742.

65

Kuru, İcra ve İflas El Kitabı 2013, s. 349.

66

Örneğin Yargıtay 12. HD 22.12.2011 tarih E.12703/K.30235 sayılı kararı (Uyar,

Takibin Teminatsız Durdurulması, s. 493).

67

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin bu kararı şöyledir : “… Ankara C. Başsavcılığı’nın

10.04.2012 tarih ve 2012/12736 Esas sayılı iddianamesinin incelenmesinde, borçlu-

nun şikayeti üzerine alacaklı şirketin sahibi ve müdürlerinin resmi belgede sahte-

cilik suçundan cezalandırılmaları talebi ile Ağır Ceza Mahkemesi’ne kamu davası

açıldığı görülmüştür…Ancak sahtelik iddiasının imza inkarı dışındaki bir nedene

dayanması halinde ise 6100 Sayılı HMK. nun 209/1. maddesinin amir hükmü ge-

reği icra takibi olduğu yerde durur. Bunun için sahtelik iddiasının ileri sürüldüğü

Cumhuriyet Savcılığı ya da mahkemece ayrıca tedbir kararı verilmesi gerekmez.

Borçlu tarafından icra dairesine başvurulması halinde icra müdürlüğünce anılan

madde uyarınca sahtelik davası sonuna kadar icra takibinin durdurulması gere-

kir…” (Yargıtay 12. HD. 13.12.2012 T. E:19755, K:37752,

www.e-uyar.com

).