

TBB Dergisi 2016 (123)
Güray ERDÖNMEZ
195
da anılan sahtelik davaları kesin hükme bağlanıncaya kadar ise icra
takibine devam etmek mümkün olmayacaktır.
Öte yandan, icra takibinin dayanağını bir resmi senedin teşkil et-
tiği ve bu senet hakkında açılan ceza davasında senedin sahte oldu-
ğuna karar verildiği takdirde, icra takibinin durması için ceza mah-
kemesinin verdiği mahkûmiyet kararının kesinleşmesinin gerekip
gerekmediği sorulabilir. Hukuk Muhakemeleri Kanununda resmi
senetlerin sahte oldukları “ancak mahkeme kararıyla sabit olursa bir
işleme esas alınamayacağı” belirtilmiştir (HMK.m.209/2). Kanaatimiz-
ce, Kanundaki bu ifade hükmün şekli anlamda kesinleşmesi şeklinde
anlaşılmamalıdır. Bir diğer ifadeyle, ceza mahkemesi senedin sahte
olduğuna karar verirse, resmi senede dayanarak başlatılan icra takibi
kendiliğinden durmalıdır (HMK.m.209/2). Ceza mahkemesinin kara-
rına karşı temyiz yoluna başvurulduğu takdirde ise, temyiz incelemesi
sonuçlanıncaya kadar icra takibi durmaya devam etmelidir. Zira, ala-
caklının sahte olduğuna karar verilen bir resmi senede dayanarak icra
takibine devam etmesi kabul edilemez ve bu durum sahtelik iddiasın-
da bulunan tarafın telafi edilemeyecek zararlara uğramasına sebebiyet
verir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi konuyla ilgili eski tarihli bir kara-
rında yerel mahkeme mahkûmiyet kararı verince takibin duracağına
ve yerel mahkemenin kararı kesinleşinceye kadar icra takibine devam
edilemeyeceğine hükmetmiştir.
79
Buna karşılık, Yargıtay 12. Hukuk
ve mahkumiyet kararının hukuk hakimini de bağlayacağı gözetilmek gerekir.
Şu durumda yerel mahkemece, davaya dayanak ceza davasının kesinleşmesinin
beklenip incelenmesi ve varılacak sonuca göre karar vermek gerekirken yanlış
değerlendirmeye dayalı olarak davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı
gerektirmiştir…” (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, E.2012/16126, K.2013/15703 sayılı
karar, Kazancı İçtihat Bankası).
79
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin anılan kararı şöyledir : “… Somut olayımızda
borçlu M Y(Ö), alacaklı B Ç hakkında Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet-
te bulunmuş, tefecilik yapma, resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık
suçlarından dolayı alacaklı aleyhine ceza davası açılmış ve Bursa 3. Ağır Ceza
Mahkemesi’nce de alacaklı sanık resmi evrakta sahtecilik suçundan mahkum
edilmiştir. Bu aşamada Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu kararının borçlu
tarafından icra müdürlüğüne ibraz edilmesi halinde müdürlükçe kesinleşme şerhi
beklenmeksizin HMK’nun 209. maddesi gereğince takip konusu senet bu konu-
da bir karar verilinceye kadar hiçbir işleme tabi tutulamaz. Ceza mahkemesin-
ce herhangi bir tedbir kararı verilmemiş olması bu sonucu değiştirmez. Somut
olayımızda icra müdürü mahkeme mahkeme kararını dikkate alarak takibi dur-
durmuştur. Yapılan bu işlem HMK’nun 209. maddesi ve yukarıdaki açıklamalar
ışığında doğrudur…” Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 08.10.2012 tarih E.2012/10908