Previous Page  192 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 192 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (123)

Güray ERDÖNMEZ

191

miştir. HMK.m.209 hükmü bu konuda bir ayırıma müsait olmayıp,

sahtelik iddiası ister hukuk mahkemesinde isterse ceza mahkemesin-

de ileri sürülsün, Kanunda sahtelik iddiasına bağlanan bütün hüküm

ve sonuçlar doğmalıdır. Kanaatimizce, ceza davası açıldığında icra ta-

kibinin durması için borçlunun kamu davasına katılarak (CMK.m.237)

senedin iptalini istemesi de gerekli değildir. Hukuk Muhakemeleri

Kanununda salt sahtelik iddiasında bulunulması takibin durması

için yeterli kabul edildiğine (HMK.m.209/1) ve borçlu da savcılık nez-

dinde suç duyurusunda bulunarak senedin sahte olduğunu iddia et-

tiğine göre, takibin durması için borçlunun ceza davasına katılması

(CMK.m.237) munzam bir şart olarak aranmamalıdır. Aksi düşünce-

nin kabulü halinde, borçlunun savcılığa yaptığı şikâyet üzerine ceza

davası açılsa bile, borçlu ceza davasına katılmadığı (müdahil olma-

dığı) için ceza davası takibi kendiliğinden durdurmayacak ve borçlu

ceza davasına katılmak (müdahil olmak) için ayrı bir başvuru yapmak

zorunda kalacaktır. Halbuki HMK.m.209’da sahtelik iddiasının mah-

keme nezdinde gündeme gelmesi o senedin işlemlere esas alınmasını

önlemek için yeterli kabul edilmiştir. Borçluyu ayrıca ceza davasına

müdahil olarak bu davayı takip etmek zorunda bırakmak anılan hük-

mün sevk ediliş amacına aykırıdır.

71

Burada akla gelebilecek bir diğer soru ise, icra mahkemesinin

veya sahtelik davasına bakan hukuk mahkemesinin ceza mahkeme-

sinde görülen davayı bekletici mesele yapıp yapamayacağıdır. Bu me-

sele genel haciz yoluyla takip ve kambiyo senetlerine özgü takip yolu

bakımından ayrı ayrı incelenmelidir. Alacaklının elindeki adi senede

dayanarak başlattığı genel haciz yoluyla takipte borçlu ödeme emrine

karşı sahtelik itirazında bulunabilir. Alacaklı borçlunun itirazını ber-

taraf etmek için icra mahkemesinde itirazın kaldırılması yoluna baş-

vurduğu veya genel mahkemede itirazın iptali davası açtığı takdirde,

anılan davalara bakan mahkemeler tahkikat aşaması daha ilerde olan

ceza davasını bekletici sorun yapabilirler. Bu konudaki karar usûl eko-

nomisi ilkesi dikkate alınarak verilmelidir. Örneğin ceza mahkemesi

71

1086 sayılı HUMK yürürlükte olduğu tarihlerde ise gerek doktrindeki yazarlar

gerekse Yargıtay ceza davasının icra takibini durdurabilmesi için borçlunun

ceza davasına müdahil sıfatıyla katılmasını zorunlu bir şart olarak görmekte idi

(Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Baki Kuru, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları,

Ankara 2003, s. 20- 21; Kuru, Usul,

C.II

, s. 2176; Özbek, s. 222 vd.).