

Karşı Dava
218
ğu kabul edilecektir. Örneğin faizlerin işlemesinin o tarihten itibaren
durduğu kabul edilecek, temerrüt açısından değerlendirme de takasın
hüküm ifade ettiği ana göre tespit edilecektir.
24
Takas ve mahsup kavramları yönünden hukuki nitelik açısından
ayrıma gidildiğinde; takasın bozucu yenilik doğuran bir hakkın kulla-
nılması niteliğinde olduğu, mahsubun ise yenilik doğuran bir hakkın
kullanılması olmayıp, alacağın kapsamını etkileyen durumlara ilişkin
bir itiraz teşkil ettiği söylenmelidir.
25
Diğer bir ayrım ise, etki doğur-
malarına ilişkin olmaktadır. Takasta geçmişe etkili olarak sona erme
hali mevcuttur, bu halde sona erme irade beyanına bağlı gerçekleş-
mektedir. Mahsupta ise, alacak miktarı mahkemenin vereceği kararın
kesinleşmesiyle hukuk alanında etki doğurmaktadır.
26
Son bir ayrım
bağlantı hususuna ilişkin olmaktadır. Mahsup edilen kazanım ile ala-
cak aynı hukuki ilişkiden doğduklarından veya aynı konuya ilişkin
olduklarından aralarında sıkı bir bağlantı işin doğası gereği bulun-
maktadır. Takasta ise, mahsuptaki gibi sıkı bir bağlantı olmadığı gibi,
böyle bir bağlantıya gerek de yoktur. Karşı alacağın farklı bir hukuki
sebepten doğmuş olması takasa engel olmamaktadır.
27
24
Oğuzman/Öz, s. 597; Fikret Eren, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununa Göre Ha-
zırlanmış Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Yetkin Yayınları, 18. Baskı, Ankara
2015, s. 1280; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Yeni Borçlar
Kanunu’na Göre Genişletilmiş 19. Bası, Turhan Kitabevi Yayınları, 2015, s. 882;
Safa Reisoğlu, Türk Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 1.7.2012’de yürürlüğe gi-
ren Yeni Türk Borçlar Kanunu’na Göre Hazırlanmış Yirmi Üçüncü Bası, Beta Ya-
yınevi, İstanbul 2012, s. 421; Ali Naim İnan/Özge Yücel, Borçlar Hukuku Genel
Hükümler, Türk Borçlar Kanunu’na Göre Güncellenip, Genişletilmiş 4. Baskı, Seç-
kin Yayınları, Ekim 2014, s. 639
“…, karşı dava dilekçesinde davacının talep ettiği prim alacağının, müvekkilinin
davalı sigorta şirketinden hasar tazminat bedelinden oluşan alacağı ile davadan
önce takas mahsup yolu ile ödendiğini açıkladıktan sonra,…bakiye kalan alacak
miktarına ve sadece bu miktara davacı yararına temerrüt faizine hüküm kurulma-
sı gerekirken…” Y. 2. HD, E. 2011/2478, K. 2011/3377, T. 28.2.2011.
25
Andreas Von Tuhr, çeviren, Avukat Cevat Edege, s. 685; Aral, bkz. s. 24; İtiraz
teşkil etmesinin sonucu olarak; mahsup, alacakta indirim yapılmasında menfaati
olan herkes tarafından ileri sürülebilecektir. Alacak üzerinde mahsup yapılması-
nı gerektiren hallerin varlığı, şartların oluşup oluşmadığı hâkim tarafından resen
dikkate alınacaktır. Ayrıca takastaki karşılıklılık şartı da aranmayacaktır. Develi-
oğlu ise “mahsubun, ne itiraz ne de defi teşkil eden, kendine özgü bir savunma
sebebi olarak kabul görmesi” gerektiğini söyler. Ayrıntılar için bkz. Develioğlu, s.
27 vd.
26
Şemsettin Çuhacı, “Takas ve Mahsup Kavramları Üzerine Bir İnceleme”, Prof. Dr.
Tahir Çağa’nın Anısına Armağan, İstanbul, 2000, 159-172, s. 167; Develioğlu, s. 26.
27
Kuru, s. 3907; Çuhacı, s. 167. Mahsup edilen kazanım ile alacak arasında sıkı bir
bağlantının bulunması durumu, doktrinde ‘kanun koyucu hükümde takas ta-