

TBB Dergisi 2016 (123)
Emine Aslı KÜÇÜKAYDIN
219
Takas ve mahsup ayrımına dikkat çekmek adına Eski Borçlar Ka-
nunu madde 333/f.1’e de değinmek faydalı olabilir. “5.Mahsup” şeklin-
de kenar başlığı olan mülga hüküm “İşçi ücretinin tediyesi, işçinin ve
ailesinin nafakası için zaruri bulunduğu takdirde; işçinin muvafakati
olmaksızın iş sahibi ücreti kendi alacağı ile mahsup edemez.” şeklin-
deydi. Buradaki “mahsup edemez” ibaresinin talihsiz bir tercih olduğu
tespiti yapılmalıdır. Çünkü işçi ücretiyle iş sahibinin alacağının karşı
karşıya geldiği bu durumda iki alacağın mevcudiyeti sebebiyle “takas”
gündeme gelmektedir ki zaten bu hüküm, alacaklının rızasıyla takas
edilebilecek alacakların özel bir düzenlemesini teşkil etmektedir. Ka-
nun koyucu bu yanlışı Türk Borçlar Kanunu’nda, madde 407/ f. 2’de şu
şekilde düzeltmiştir: “İşveren, işçiden olan alacağı ile ücret borcunu
işçinin rızası olmadıkça takas edemez.” Eski Borçlar Kanunu’nun 333.
madde hükmü ve Yargıtay’ın vermiş olduğu çeşitli kararlar Türk Hu-
kuk uygulamasında bu kavramlar açısından ne denli kafa karışıklığı
olduğunu göstermesi açısından önemlidir.
1) Takas veya mahsup için karşı dava açılmasının zorunlu
olmaması
Takas veya mahsup
için karşı dava açılma
sının zorunlu olmadı-
ğına, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu zamanındaki bir durum-
dan yola çıkmak suretiyle ulaşmak mümkündür.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu madde 204 şöyle bir ibareyi
mündemiçti:
“
Aşağıda gösterilen iddialar davayı mütekabile addolunur:
1 – Takas ve mahsup talebi,
2 – Müddeiye karşı müddeaaleyhin ikame eylediği bilumum davalar.”
Bu maddeyi lafzen yorumlayan bazı yerel mahkemeler davada
davalıların takas savunması ileri sürdüğü ya da mahsup talebinde bu-
lunduğu durumlarda, açılmış bir karşı davaları bulunmadığı gerekçe-
siyle bu taleplerini reddetmekteydi.
lebinin akabinde mahsuba yer vermemiş olsaydı bile, asıl alacağı aşan mahsup
talebinin bağlantı koşuluna dayanılarak karşı dava şeklinde açılabileceği’ haklı
değerlendirmesini sonuçlamıştır. Bu değerlendirme için bkz. Ermenek, s. 175.