

TBB Dergisi 2016 (123)
Emine Aslı KÜÇÜKAYDIN
245
rum oluşmamışsa davalının karşı dava açması mümkün olmayacaktır.
Ancak, yargılamanın yenilenmesi sebebi, sil baştan inceleme mecburi-
yetini doğuran nitelikteyse veya davalının cevap dilekçesi teslim etme-
si gereken zamana kadar oluşan bir sebep ise karşı dava açılabilecektir.
VI. DAVANIN KARŞI DAVA İÇİN ÖNGÖRÜLEN ESASA VE
SÜREYE YÖNELİK ŞARTLARI TAŞIMAMASI HALİ
A. Esasa Yönelik Şartın Gerçekleşmemesi
Asıl dava ile arasında bağlantı bulunmayan ve takas veya mahsup
talebini de içermeyen bir dava, karşı dava olarak nitelenemez. Bu hale
karşı davanın caiz (mesmu veya kabule şayan) olmaması da denmek-
tedir.
103
Tahliye davasına yönelik olarak karz sözleşmesinden doğan
alacak için dava açılması; alacak davasına yönelik olarak müdahale-
nin önlenmesi talebiyle dava açılması; yine boşanma davasına yönelik
olarak istihkak davasının açılması, bağlantı şartı gerçekleşmediği için
karşı dava olarak nitelenmesi mümkün olmayan hallere örnek teşkil
eder.
104
Ayrıca takas veya mahsup talebine ilişkin şartın gerçekleşme-
mesi de esasa yönelik şart kapsamına dâhildir. İşte bütün bu haller
açısından ne olacağı konusu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu
zamanında birbiriyle bağdaşmayan farklı kararların ve ciddi sorun-
ların ortaya çıkmasına sebep olmuştu. Hukuk Muhakemeleri Kanunu
m. 132/ f. 2 hükmü ise esasa yönelik şartın gerçekleşmemesi halinde,
mahkemenin talep üzerine yahut resen karşı davanın asıl davadan ay-
rılmasına; gerekiyorsa dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine
karar vermesini düzenlemiştir.
Öncelikle Hukuk Usulü Muhakemeleri zamanında geçerli olan
durumu incelemek gerekmektedir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Ka-
nunu m. 187/8’de “
davayı mütekabilenin kabule şayan bulunmadığı iddiası”
ilk itirazlar arasında düzenlenmişti. Bu sebeple davacının, açılmış bir
davanın karşı dava olarak dinlenmesini önleyebilmesi için bu durumu
ilk itiraz olarak ileri sürmesi gerekmekteydi.
105
103
Kuru, s. 3917; Kuru/Arslan/Yılmaz, s.528.
104
Kuru, s. 3917 vd. ; Kuru/Arslan/Yılmaz, s.528.
105
Postacıoğlu, s. 283. “Oysaki; anılan önceki ecrimisil davası sırasında davalının, bu
karşılık davayı açmaması olgusu, onun ( haksız zenginleşmeye dayanan ) böyle
bir dava hakkını ortadan kaldırmaz asıl dava ile karşılık dava arasında, HUMK.
nun 205. maddesinin 2. cümlesi ve dolayısıyla aynı Kanunun değişik 45. madde-