

Karşı Dava
246
Mahkemeler davacının ilk itirazda bulunduğu durumlarda, karşı
davayı reddetmeye yönelik ya da karşı davanın asıl davadan ayrılma-
sına yönelik birbirinden farklı kararlar tesis etmekteydiler.
106
Davacı-
nın ilk itirazda bulunmadığı durumlarda ise mahkemeler asıl dava ile
karşı davayı birlikte inceleyip karara bağlamaktaydılar.
107
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu m. 187/8’deki davanın kabu-
le şayan bulunmadığı ilk itirazının uygulaması bakımından bir ayrıma
gidildiği söylenmelidir. Dava açısından esasa yönelik şart gerçekleş-
mediği durumda ilk itiraza ilişkin hükmün geçerli olarak uygulana-
cağında tereddüt bulunmamaktaydı. Karşı davanın süresinde açılma
şartını taşımadığı durumda ise bu hükmün uygulanıp uygulanmaya-
cağı doktrinde görüş ayrılığına yol açmıştı. Bu haller açısından ilk iti-
razın mı söz konusu olacağı, yoksa resen ayırma veya red kararının mı
verileceği hususunda bir mutabakata varılmamıştı.
108
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ise karşı davanın kabule şayan
bulunmadığı itirazı, ilk itiraz olmaktan çıkarılmış; koşulları oluşma-
dan bir karşı dava açılması halinde, mahkemenin talep üzerine ya da
resen ayırma kararı vererek, karşı dava olarak açılan davanın görevli
mahkemesine gönderilmesinin sağlanması olanağı yaratılmak sure-
tiyle, usul ekonomisi ilkesine de uygunluk sağlanmıştır. Aralarında
hiçbir bağlantı bulunmayan davaların birlikte görülmesinin de önüne
geçilmiştir.
109
sinin 3. fıkrası anlamında tam bir irtibat bulunmaması da ( ancak 187. maddesinin
8. bendi uyarınca ilk itiraz olarak öne sürülmüş olmak kaydiyle ) karşılık davanın
reddini gerektirmeyip, asıl davadan ayırma sonucu doğurur. O halde; belirtilen
nedenlerle ve davacı ve karşı davalı tarafın ilk itirazda bulunmadığı da gözeti-
lerek, karşılık davanın esasının incelenip hükme bağlanması gerekirken, aksine
düşüncelerle yazılı olduğu gibi reddine karar verilmesi doğru değildir.” Y. 3. HD.,
E. 1996/1140, K. 1996/2826, T. 5.3.1996.
106
Kuru, s. 3920 vd. Bu kararlardan hangisinin verilmesi gerektiğine ilişkin açıkla-
malar ve kararlar için; yazar ayırma kararının verilmesinin usul ekonomisine ve
menfaatler dengesine daha uygun olduğunu belirtmiştir. s. 3920 vd.; benzer yön-
de değerlendirme için bkz. Kini, s. 26. Bilge/Önen, davacının ilk itirazının kabulü
halinde mahkemenin karşı davayı reddedeceğini; ilk itirazda bulunulmadığı du-
rumda dahi mahkemenin iki dava arasında bağlantı bulunmadığını tespit etme-
si halinde davaların ayrılmasına karar verebileceğini belirtmişlerdir. Bkz. Bilge/
Önen, s. 461.
107
Kuru, s. 3923.
108
Umar, s. 425.
109
Madde gerekçesinden.