Previous Page  416 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 416 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (123)

Erdem İlker MUTLU

415

rılabileceği hüküm altına alınmıştır. Böylece, Birinci Reformun “ancak

kişi veya kişiler topluluğu olan karşı tarafla iletişime geçmiş hukuka

aykırı bir şiddet içeren hareketi yapma kastı konusunda ciddi bir ifa-

deyi” cezalandırabileceğinin altı çizilmiştir. Muhatabına ulaşmamış

ve üçüncü kişi gözlemcilere ulaşan sözcükler ile bu tehdit gerçekleş-

memiş demektir. Bundan dolayı Yüksek Mahkeme, sübjektif (öznel) ya

da objektif (nesnel) bir değerlendirme mi yapılması gerektiği konusun-

da kendi deyimiyle bir algısal karmaşa olduğunu ileri sürmüştür. Bu

algısal karmaşa özellikle seçimle ilgili kararlarında büyük bir çatışma

ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bundan dolayıdır ki Yüksek Mah-

keme burada tıpkı U.S.C. “871’de belirlenen görevdeki başkanı tehdit

ceza normunda olduğu gibi objektif kriter analizi mi yapacaktır, yoksa

bu davanın konusu olan 879(a)(3) deki gibi hem objektik hem subjek-

tif kriter analizi mi yapması gerekecektir” diyerek, tartışma temelini

oluşturmuştur. Daha sonra Mahkeme Black davasına atıf yaparak, sa-

dece bir ifadeyi cezalandırmak için “gerçek tehdit”in ne olduğunun

tespit edilmesi gerektiğinin altını çizmiştir. “Gerçek tehdit” kavramı-

nın Anayasal bir zorunluluk olduğunun altını çizen Mahkeme, bütün

tehdit ceza normlarının Black kararının ışığında okunması gerektiğini

belirtmiştir. Bu nedenle bütün sorunun, bazı tehdit suçları açısından

ek olarak nesnel kriterin de değerlendirilmesi gerekip gerekmediği

noktasında oluştuğunu belirtmiştir..

Burada görüldüğü gibi özgürlük düşüncesinin şiddetinin iktidar

paranoyasını bastırdığı bir sistemde Bagdasarian’ın akıl zayıflığı için-

de bulunduğu bir an sarf ettiği ve ortalama insan zekası ile ciddiye

alınmayacak sözlerinin “şiddete ve teröre çağrı” olarak alınmasının

olanaksız olduğu ortaya konularak, bunu ciddiye alacak muhakeme

zayıflığına sahip bir bireyin terör yaratma tehlikesi gibi göreceli zayıf

bir ihtimal düşünülerek Bagdasarian’ın kişisel özgürlükleri üzerinde

hukuksal yaptırım veya tedbir yürütülmesi istenmemektedir. En kısa

söylemiyle: Yasanın öznesi yasaya karşı, toplum sözleşmesinin tarafı

olarak korunmaktadır..

ŞİDDETİN ÖZGÜRLÜĞÜNE YÖNELİK ÖZGÜRLÜĞÜN

ŞİDDETİ ULUSLARÜSTÜ BİR ETİK SORUNSALINI

SONUÇLANDIRABİLİR Mİ?

Etik ile uluslararası hukukun şiddet tartışmasının kesiştiği noktalar-

dan birisi belki de şiddetin gelmiş geçmiş en ileri boyutuna örnek olan