Previous Page  460 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 460 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (123)

Kürşat KARACABEY

459

çim yapma imkânının sunulması

(Kovach, Kimberlee’ye

göre)

olarak

tanımlanabilir.”

11

Buna göre alternatif bir yol ya da yöntemden bahsedebilmek için,

kişinin birisini seçmekte iradesinin belirleyici olacağı ve özgür kılına-

cağı en az iki seçeneğin söz konusu olması gerekliliği kaçınılmazdır.

Hukuk doktrinindeki ve sözlükteki anlamı itibariyle de alternatif

yol; var olan diğer yollar karşısında –özgür irade tahtında- tercih edi-

lebilecek bir diğer yol yani seçenektir.

İşte arabuluculuk da bu yola başvuru anlamında, tarafların özgür

iradesine ve seçme hakkına dayandığı taktirde, gerçekten doktrinsel

ve dilbilimsel tanımlamaya uygun şekilde alternatif bir yol, yani seçe-

nek olacaktır. Ve fakat, belli bazı davalarda, hukuk uyuşmazlıklarında

yargı yoluna başvurmadan önce, arabulucuya müracaat etme ve orada

tanımlanan prosedürü tamamlama gereği bir şart olarak dayatılırsa,

bu taktirde arabuluculuk, alternatif bir yol ve seçenek olmaktan çıkar;

usul hukukuna dair yeni bir kuruma, bir dava şartına dönüşür.

Bu bakımdan öncelikle şunu tespit etmemiz kaçınılmazdır: Bel-

li bazı davalar için de olsa, hukuksal bir uyuşmazlığına dair dava

açma hazırlığındaki bir kişiye, öncelikle ve mutlak surette arabulu-

cuya başvurma ve bu doğrultuda öngörülen prosedürü tamamlama

gereği bir şart olarak dayatılırsa, bu anlamdaki arabuluculuk; hu-

kuk usulü teorisinde kabul gören alternatif bir çözüm yolu ve/veya

yüzyıllardır uygulana gelen geleneksel arabuluculuk uygulaması

olmaktan çıkar; hukuk yargılamaları usulünde varlığı söz konusu

olmayan yepyeni bir “dava şartı” olarak getirilip getirilmemesi tar-

tışmasına dönüşür.

O halde, konuyu yanlış zeminde tartışma riskini bertaraf etme

adına, ilk tespit etmemiz gereken olgu şudur: Dünya hukuk literatürü

ve evrensel kabuller uyarınca, arabuluculuk en fazla ve ancak, mah-

kemelere doğrudan erişim yöntemi karşısında, iradiliğe dayalı bir se-

çenek olarak var olduğu taktirde arabuluculuk olarak tanımlanabilir,

11

Mustafa Serdar Özbek, a.g.e. s.167