Previous Page  474 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 474 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (123)

Kürşat KARACABEY

473

Ülkemiz gerçekliğinde, -toplumsal güven bunalımının yoğun

yaşandığı sosyo psikolojik zemin esas alındığında- aynı durumun

“arabulucu” seçiminde de yaşanacağını tahmin etmek zor olmasa ge-

rektir… Şöyle ki davacının dava açmazdan önce davalıya önereceği

arabulucu ismine veya arabuluculuk kurumuna karşı, davalı –salt bu

tek yanlı önermeden kaynaklı olarak- kuşkuyla yaklaşacaktır. Ve ara-

bulucu seçimi konusunda anlaşma ihtimali son derece zayıf gerçekle-

şecektir.

Bu durum, davalının dava sonucunu geciktirmeye yönelik genel

ve geleneksel yaklaşımı ile birlikte değerlendirildiğinde; öncelikle ara-

bulucuya başvuru zorunluğu, davalının davanın açılmasını geciktir-

mesi için kullanacağı formel bir mekanizma olarak kullanılacaktır. Bu

çerçevede davalı, kimi zaman teklifin kabulü için öngörülen süreyi ya-

nıtsız geçirecek; kimi zaman da bir araya gelip görüşmelere katılacak

ve fakat sürecin sonucunda anlaşmazlık tutanağı düzenlenmesini sağ-

layacaktır. Her iki halde de davanın olması gereken süreçten daha geç

bir tarihte açılması; dolayısıyla uyuşmazlığın çözümü sürecinin daha

uzun sürmesi gibi bir sonuca yol açacaktır. Takdir olunacağı üzere bu

hal ise yargılama sürecinin kısalmasına değil fakat, daha da uzama-

sına yol açacak; dolayısıyla arabulucuya başvurma zorunluluğunun

dava şartına dönüştürülmesi ile sağlanacağı varsayılan yargının yü-

künün hafifletilmesi amacı da gerçekleşmeyecektir.

Diğer bir ahlatımla; “Ağır iş yükü altında bulunması sebebiyle,

yargının yavaş işlediği bizim ülkemiz gibi ülkelerde, zorunlu arabu-

luculuğa başvuru mekanizması, yargıdaki gecikme sebebiyle, lehine

daha avantajlı bir durum doğan tarafın, uyuşmazlık çözüm sürecini

daha da uzatmasına prim verir; bu da arabuluculuk kurumundan

beklenen yararın tümüyle gerçekleşmesini önler. Bu nedenle, arabu-

luculuk sürecinin işleyişi, tümüyle tarafların ihtiyarına bırakılmalıdır.

Yine, kişilere, arabuluculuk sürecini işletmek suretiyle uyuşmazlıkları

çözüme kavuşturma alışkanlığının kazandırılabilmesi için, arabulu-

culuk yapacak olanların, bağımsızlık, tarafsızlık, gizliliğe riayet, mes-

leki uzmanlık ve sair nitelikler açısından, hakimler gibi güven telkin

edici bir konuma getirilmesine gayret edilmeli; bunu temin çerçe-

vesinde de varlığı gereken standartlar, güvenceler ve mekanizmalar