

Siyasî İstikrar Temelli Koalisyon Eleştirileri: Anayasa Hukuku Açısından Ampirik Bir Analiz
48
ölçüt, çeşitli ülkelerin kendilerine has siyasî kültürlerinden ve uygu-
lamalarından kaynaklanan farklılıkları değerlendirme konusunda
yetersiz kalmaktadır.
Yukarıdaki ölçütler içinde yer alan bir diğer sona erme sebebi olan
“başbakanın değişmesi” ölçütü de, aslında bir hayli karışık bir mese-
ledir. Bu kapsamda, örneğin başbakanın ölümü veya sağlık nedenle-
riyle istifasının nasıl değerlendirileceği, bu ölçütün cevaplayamadığı
bir sorudur. Aynı şekilde, “sağlık nedenleri” gerekçesinin ne zaman
gerçekten tıbbî sorunlara, ne zamansa siyasî sorunlara işaret ettiğini
açıklamak da, oldukça güç bir iştir.
Sonuç olarak, sayılan bu dört olasılıktan birinci ve dördüncü ka-
lemler, yani “kabinedeki bakanlıkların farklı partilerin eline geçmesi”
ile “yeni bir seçimin yapılması” ölçütleri, bir hükümetin sona erdiği
kanıtlayan en kuvvetli iki ölçüt olarak görülmektedir.
29
Nitekim aşağı-
da kullanılan tablolarda da, hükümetlerin sona erme tarihleri hesap-
lanırken, değinilen bu iki ölçüt esas alınmıştır.
Koalisyonlar söz konusu olduğunda, bu hükümet biçimine yönel-
tilen istikrarsızlık eleştirileri, temel olarak iki noktada toplanmakta-
dır. Bunlar, koalisyonların “çok partili sistemde krize yol açtıkları” ve
“parlamentoda yeterli çoğunluğu sağlayamadıkları” eleştirileridir.
Bu eleştirilerin dilinde “çok partili sistemde krize yol açma”; sis-
temdeki
etkin parti sayısının
artmasına bağlı olarak, koalisyonların
kurulmasının ve işlemesinin güçleşmesi anlamına gelmektedir. Bu
durumdan kurtulmak için, sistemde olabildiğince az sayıda etkin par-
tinin yer almasını savunmak ise, anti-demokratik bir yaklaşım olma
eleştirisiyle karşılaşmaktadır. Burada “etkin parti sayısı” ile kastedilen
şey; sistemde bir tek büyük partiye eklemlenen üç-dört küçük partinin
değil; ama oy potansiyelleri açısından birbirine denk olan en az iki
veya daha fazla partinin bulunmasıdır. Bu anlamda, güçlü bir seçmen
tabanına sahip olan partilerin sayısının artmasıyla birlikte toplumda-
ki görüşlerin daha sağlıklı temsili imkânının doğacağı savunulmakta;
buna karşın, parçalı temsilin artmasıyla birlikte, koalisyon siyasetini
yürütmenin de zorlaşacağı iddia edilmektedir.
29
Aynı yönde bkz. Laver ve Schofield, 1990, s. 145-147.