Previous Page  113 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 113 / 417 Next Page
Page Background

Yeni Bir Yetkilendirme (İmtiyaz) Sözleşmeleri Kanunu Yapılmasına Mutlak Bir Gereksinim Vardır

112

ilgili bir konu olmayıp hukuka uygun bir İdarenin herkese sağlayaca-

ğı yararı ifade eder. Yine tam yargı davası; yargıcın, bir yargılamanın

gerektirdiği bütün yetkileri kayıtsız ve koşulsuz olarak kullanması

anlamını taşır. Görüldüğü üzere, gerek iptal davası, gerekse tam yargı

davası, özel hukuktaki hiçbir dava türüne benzemeyen idare hukuku-

na ve idari yargıya özgü dava türleridir.

56

İmtiyaz sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların adli yargı or-

ganlarının görev ve yetkisine sokmak, hukuk devleti ilkesine aykırılık

taşımaktadır. Zira hukuk devleti ilkesini yaşama geçirebilmek bakı-

mından iptal ve tam yargı davaları yaşamsal bir önem taşıdığı için

imtiyaz sözleşmesinden kaynaklı söz konusu davaların idari yargı içe-

risinde görülmesi daha uygun olacaktır.

Aslında imtiyaz sözleşmelerini idari sözleşme olarak kabul etmek

ve bu sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkları idari yargının görev ala-

nına sokmak anayasal açıdan bir sorun doğurmaz. Zira Anayasa’nın

47. maddesine Ağustos 1999 tarihinde eklenen son fıkrada; İdare ta-

rafından yürütülen yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk

sözleşmeleri ile gerçek veya tüzel kişilere yaptırılabileceği veya dev-

redebileceğinin kanunla belirleneceği ifade edilmektedir. Bu hüküm

çerçevesinde, bütün kamu hizmetlerini özel hukuk rejimine tabi tutan

düzenleme Anayasanın bu hükmüne aykırı olacaktır. Diğer taraftan

Anayasada yer alan söz konusu hüküm, tek tek sayılmak ve tüm kamu

hizmetlerini kapsamamak kaydıyla, kanun koyucuya, kamu hizmetle-

rini özel hukuk rejimine tabi tutarak özel kişilere gördürme konusun-

da açık bir takdir yetkisi vermektedir.

57

Buraya kadar anlatılanlar çerçevesinde bütün imtiyaz sözleşme-

lerini doğası gereği idari sözleşme olarak kabul edip söz konusu söz-

leşmelerden doğan uyuşmazlıklar bakımından idari yargıyı görevli

kılan bir kanun, Anayasa’nın 47. maddesine aykırı olmayacaktır. Zira

Anayasa’nın 47. maddesinin 4. fıkrası imtiyaz sözleşmelerini idari söz-

leşme veya özel hukuk sözleşmeleri olarak nitelendirme bakımından

kanun koyucuya açık bir çek vermektedir. Kanun koyucunun bu çeki

işin doğasına uygun olarak kullanabilmek bakımından imtiyazla ilgili

56

Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. H. Dursun, Vergi Uyuşmazlıklarından Doğan

Davalarda Feragat ve Kabul, DPT Yayınları, Ankara 2008, s. 100-103.

57

Bkz. Ulusoy, Kamu Hizmeti, s. 50.