

Yeni Bir Yetkilendirme (İmtiyaz) Sözleşmeleri Kanunu Yapılmasına Mutlak Bir Gereksinim Vardır
114
ifade etmektedir. Yazar, bu gerçeğe karşın, özellikle 1980’li yıllarda yo-
ğun biçimde uygulamaya sokulan liberal ekonomi politikaları sonu-
cunda, az gelişmiş ülkelerde kamu hizmeti niteliğindeki yatırımları
imtiyaz sözleşmeleri akdederek yapan çok uluslu şirketlerin, bu söz-
leşmelerden doğan uyuşmazlıkların idari yargı yerleri tarafından ve
kamu yararı ekseninde çözümlenmesinden hoşnut olmadıklarını ve
bu uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözümlenmesi taleplerini günde-
me getirdiklerini, Anayasa’nın 125. maddesinin 1. fıkrasında yapılan
söz konusu değişikliğin, Türkiye’de kamu hizmeti niteliğindeki yatı-
rımları yapmak isteyen çok uluslu şirketlerin bu istemleri doğrultu-
sunda gerçekleştirildiğini ifade etmektedir.
59
Anayasa’nın 125. maddesinin 1. fıkrasında imtiyaz sözleşme ve
şartnamelerden doğan uyuşmazlıklarda tahkim yolu öngörülerek bü-
yük bir hata yapıldığı gibi 21.1.2000 tarih ve 4501 sayılı Kamu Hizmet-
leri ile İlgili İmtiyaz Şartlaşma ve Sözleşmelerinden Doğan Uyuşmaz-
lıklarda Tahkim Yoluna Başvurulması Halinde Uyulması Gereken
İlkelere Dair Kanun yoluyla da önemli hatalar yapılmıştır. Bu hataları
şu şekilde sıralamak olanaklıdır:
- 4501 sayılı Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde;
kamu hizmeti imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuş-
mazlıkların yabancılık unsuru içermesi halinde milletlerarası tahkim
yoluyla çözümü için anlaşma yapılabileceğini hükme bağlamaktadır.
Bu maddenin (c) bendinde; yabancılık unsuru alabildiğine geniş bir
biçimde tanımlamıştır. Buna göre, sözleşmeye taraf, kurulu ya da ku-
rulacak şirket ortaklarından en az birinin yabancı sermayeyi teşvik
hükümlerine
60
göre yabancı menşeli olması veya sözleşmenin uygu-
59
Günday, İdare Hukuku, 2004, s. 315-316.
60
4501 sayılı Kanunun “yabancılık unsuru”nun tayini bakımından ölçüt kabul ettiği
18.1.1954 tarih ve 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu, 5.6.2003 tarih
ve 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu ile yürürlükten kaldırılmış-
tır. 4875 sayılı Kanunun 2. maddesinde yabancılık unsuru a) doğrudan yabancı
yatırımcı ve b) doğrudan yabancı yatırım olarak saptanmış ve bu yatırım türle-
ri ayrıntılı bir şekilde tanımlanmıştır. Kanunun 3. maddesinin (e) fıkrasında ise
uyuşmazlıkların çözümü düzenlenmiş; özel hukuka tabi olan yatırım sözleşmele-
rinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü ile yabancı yatırımcıların idare ile
yaptıkları kamu hizmeti imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden kaynaklanan ya-
tırım uyuşmazlıklarının çözümlenmesi için; görevli ve yetkili mahkemelerin yanı
sıra, ilgili mevzuatta yer alan koşulların oluşması ve tarafların anlaşması kaydıyla,
milletlerarası tahkim ya da diğer uyuşmazlık çözüm yollarına başvurulabileceği