Previous Page  126 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 126 / 417 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (125)

Hasan DURSUN

125

tiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri gibi idare hukuku ilke ve kurallarına

tabi bir sözleşmeden kaynaklanan ve idari nitelikte olduğunda kuşku

bulunmayan uyuşmazlıklar hakkında son aşamada adli yargının söz

sahibi olması Anayasa’ya aykırılık teşkil etmektedir.

76

Nitekim Anaya-

sa Mahkemesi’nin yerleşik içtihatlarına göre, idari uyuşmazlıklardan

kaynaklanan davaların yasal düzenlemelerle adli yargının görev ala-

nına sokulması Anayasa’ya aykırılık oluşturur.

77

Anayasa’ya aykırı düşen başka bir husus, Danıştay Kanunu’nun

yukarıda belirtilen 24. maddesidir. Anayasa’nın 125. maddesinin 1.

fıkrasında, kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşme-

lerinden doğan uyuşmazlıkların milli veya milletlerarası tahkim yo-

luyla öngörülebileceği belirtilirken kastedilen husus, yalnızca sözleş-

menin tarafları arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin olarak tahkim

şartının konulabileceği ve bu durumda tarafların bu yola başvurabi-

leceği ve bunun idari dava kapsamı dışında tutulacağıdır.

78

Hâlbuki

Danıştay Kanunu’nun 24. maddesinde “imtiyaz şartlaşma ve sözleş-

melerinden doğan idari davalar” ibaresi, yalnızca taraflar arasındaki

uyuşmazlıkları kapsamamakta, imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerin-

den dolayı üçüncü kişilerin açabileceği davaları da kapsamaktadır.

Karahanoğulları’nın isabetli olarak belirttiği Fransız idare hukukuna

nazaran Türk hukukunun ileriliği olan sözleşmeye karşı iptal davası,

sadece taraflarca değil, “menfaat bağı kuran ilgili kişiler” tarafından

da açılabilmektedir. Yazar, sözleşmede tahkim şartı öngörülmüş ol-

masının, sözleşmenin hukuka aykırılığını ileri süren kişiyle ilgisinin

bulunmadığını, sözleşmenin uygulanması sırasında taraflar arasında

76

Günday, İdare Hukuku, 2004, s. 317. Aslında idari şartlaşma ve sözleşmelerden

doğan uyuşmazlıklar, diğer idari işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıklardan

hiçbir farkı bulunmamaktadır. Bu yüzden nasıl ki İdarenin diğer işlemleri bakı-

mından idari yargı yolu dışında başka bir yargı yolu öngörmek Anayasaya aykırı

olduğu gibi idari sözleşmelerden, bu bağlamda imtiyaz şartlaşma ve sözleşmele-

rinden kaynaklanan uyuşmazlıklar için idari yargı yolundan başka bir yargı yolu

(burada söz konusu edilen adli yargı) öngörmek Anayasaya aykırıdır. İdari işlem

niteliği taşıyan idari şartlaşma ve sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda son

sözü adli yargının söylemesinin Anayasanın 157. maddesinin 1. fıkrasına aykırılı-

ğı konusunda ayrıntılı bilgi ve karşılaştırma için bkz. M. Günday, İdari Yargının

Görev Alanının Anayasal Dayanakları in Anayasa Yargısı, 14, Anayasa Mahke-

mesi Yayınları No: 36, Ankara 1997, s. 347-358.

77

Bkz. Günday, İdare Hukuku, 2004, s. 317 dn. 13’te belirtilen kararlar.

78

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun idari sözleşmeler bağlamında idari

davaları tanımlayan yukarıdaki 2. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde kastedi-

len husus da Anayasa’nın 125. maddesinin 1. fıkrasında kastedilen hususla özdeş-

tir. Krş. Karahanoğulları, s. 333-334.