

TBB Dergisi 2016 (125)
Hasan DURSUN
137
milli savunma ve kolluk etkinliklerinin kamu gücüne özgü etkinlikler
olduğundan, herhangi bir şekil ve koşul altında bütünüyle özel kesi-
me bırakılamayacağını, gerçi, askeri yönetimin çıkardığı bir kanunla,
özel koruma gerektiren bazı müesseselerin, ilgili makamların tek yan-
lı izniyle çalıştırılabileceği, kendi eliyle kolluk gereksinimini karşıla-
yabileceğinin kabul edildiğini, ancak, bu personelin seçimi, eğitimi,
çalışma esas ve usulleri, gözetim ve denetiminin bütünüyle Emniyet
makamlarının yetkisi içerisinde olduğunu, özel korumacıların kolluğa
ilişkin tutum ve davranışlarından tümüyle doğrudan doğruya devle-
tin sorumlu olduğunu belirtmektedir. Yazar, ilgili müesseselerin, ko-
ruma personelinin yalnızca ücretini, sosyal haklarını, giysi ve araç-
larını sağlamakla yükümlü olduklarını, ancak kolluk faaliyetlerinin
hiçbir yanıyla sözleşmeye konu yapılamayacağını ifade etmektedir.
100
Duran, özel yönetim biçimiyle elverişli olan kamu faaliyet ve hiz-
metlerinin, özel kesime gördürülebilmesinin ancak kanunlarda öngö-
rülmüş bulunmasına bağlı olduğunu, yürütme ve idarenin kendiliğin-
den bu yolu seçemeyeceğini ve istediği yöntemi kullanamayacağını
belirtmektedir. Yazar, genellikle sınai ve ticari nitelik taşıyan kamu
hizmetleri ile özel mali yanı ağırlıklı olan faaliyetlerin, yine kanunlar-
da düzenlenmiş yetki, şekil ve usul kuralları uyarınca, değişik statüler
çerçevesinde, gerçek ve özel-tüzel kişilere ya da kamu tüzel kişilerine
bırakılabileceğini, kamu hizmet ve faaliyetlerinin özel teşebbüs eliyle
yaptırılması için kullanılabilecek olan yöntemlerden birisini imtiyazın
oluşturduğunu ifade etmektedir.
101
Ulusoy ise Anayasa’da kamu hizmeti olarak yürütülmesi zorunlu
tutulan hizmetlerin mutlaka devlet veya diğer idari birimlerce bizzat
yürütüleceğini söylemenin Türk pozitif hukuku açısından olanaklı
görülmediğini, en birincil kamu hizmetlerinden sayılan ulusal güven-
lik ve adalet hizmetlerini zorunlu tutan anayasal hükümlerden bile
devletin bu hizmetleri mutlaka bizzat yerine getireceği yönünde bir
hüküm çıkarılamayacağını belirtmektedir. Yazar, aksi düşüncenin,
uygulamada köy korucuları tarafından yürütülen ulusal güvenlik
hizmetlerini, özel güvenlik kuruluşları ve banka kollukları tarafından
yürütülen kamu düzeninin sağlanması hizmetlerini ve tahkim yoluy-
100
L. Duran, “Yap-İşlet-Devret”,
AÜSBFD
, Cilt: 46, Sayı: 1, 1990, s. 150-151.
101
Duran, s. 151.