Previous Page  244 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 244 / 417 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (125)

M. Serhat SARISÖZEN

243

lılar, borçlu ile temel ilişkinin keşide tarihinden önce başladığını ileri

sürebilmektedirler.

35

Bu tarz durumlarda iptale tabi tasarruf daha son-

ra yapılmış gibi gözükmesine rağmen alacaklıya iptal davası açılması

imkanının verilmeyeceğinin kabulü doğru olmayacaktır.

Son olarak İİK’nun 278.maddesindeki

bağışlamalarda

ve bağışla-

ma hükmünde sayılan tasarruflarda, kendisine bağış yapılan üçüncü

kişi iyiniyetli ise üçüncü kişi yalnız dava zamanında yani iptal dava-

sının açıldığı anda elinde bulunan miktarı geri vermekle yükümlü-

dür.

36

Üçüncü kişi, borçlunun kendisine bağışladığı parayı iptal da-

vasından önce harcamışsa iyiniyetli olduğu için hiçbir şey vermeye

mecbur değildir, çünkü iptal davası açıldığı zaman elinde hiçbir şey

kalmamıştır.

37

III- DÖRDÜNCÜ KİŞİNİN ÜÇÜNCÜ KİŞİDEN ALDIĞI İPTAL

KONUSU MAL VEYA HAKKI BEŞİNCİ KİŞİYE SATMASI

Kötüniyetli dördüncü kişi, üçüncü kişiden satın aldığı iptal konu-

su malı veya hakkı yargılama sırasında, (mahkeme tarafından tedbir

kararı verilmeden) dava dışı bir kişiye (beşinci kişiye) satarsa, davacı

35

Özellikle bankaların müşterileri ile imzaladıkları kredi sözleşmeleri nedeniyle baş-

lattıkları icra takiplerine dayalı açtıkları tasarrufun iptali davalarında da borcun

doğum tarihi uyuşmazlık konusu olduğunda, yapılması gereken iş, kredi sözleş-

melerinin ilgili bankadan getirtilerek tasarruf işleminin, kredi sözleşmesinin im-

zalandığı tarihten önce mi sonra mı yapıldığını belirlemektir. Çoğu zaman en son

imzalanmış kredi sözleşmesi tarihi esas alınmaktadır; oysa dava konusu kredi söz-

leşmesi yıllar önce başlamış kredi ilişkisinin devamı niteliğinde olabilmektedir. Bu

durumda taraflar arasındaki ilk imzalanmış olan kredi sözleşmesi tarihinin borç

doğum tarihi olarak esas alınması gerekir ( Sertkaya/Kul, s. 156-157).

“…Bu davaların görülebilmesi için, diğer dava koşullarının yanında tasarrufun ip-

tali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması gerekmekte-

dir. Öte yandan ticari yaşamda çeklerin vadeli ödeme aracı olarak da kullanıldığı

bilinen bir gerçektir. Somut olayda, dava dayanağı takibe konu çek tarihi 20.9.2011

tarihi olmakla birlikte, davacı vekili, davacı alacaklıya bu çekin süre gelen ticari

ilişki nedeniyle verildiğini, borç kaynağı olarak gösterilen bir kısım faturaların

18.3.2011 tarihinde düzenlendiğini, bir kısım malların ise faturasız gönderildiğini

belirtmiştir. Borçlunun takibe konu borç miktarı ile ilgili bir itirazı olmamış ve takip

kesinleşmiştir. Bu durumda, iptali istenilen takip dayanağı borcun doğum tarihi

18.3.2011 kabul edilerek bu tarihten sonra yapılan satışlar yönünden mahkemece,

işin esasına girilerek taraf delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar

verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykı-

rıdır”

17.HD,

16.6.2015 T, 2014/4397 E, 2015/8759 K (Sertkaya/Kul, s. 160).

36

Kuru,

C.IV,

s. 3578; Kuru, İcra, s. 1226.

37

Kuru,

C.IV,

s. 3578.