

TBB Dergisi 2016 (125)
M. Serhat SARISÖZEN
247
gili olarak taşınmazı devralan kişinin alacaklıları lehine tesis edilen
ipoteğin
tasarrufun iptali talebi kabul edilen alacaklıya karşı önceliği
bulunmadığına hükmetmektedir.
47
kesinleşme tarihinden önce olduğu gibi, tasarrufun iptali davasından da önce ol-
duğunu, şikayet olunanın hacze iştirak dahi edemeyeceğini ileri sürerek, sıra cet-
velinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, sıra cetvelinin usul
ve yasaya uygun olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece,
iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, İİK’nın 283. maddesinin “davacı
iptal davası sabit olduğu takdirde bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde ceb-
ri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve davanın konusu taşınmazsa
davalı 3.şahıs üzerindeki kaydının tahsiline mahal olmadan o taşınmazın haciz
ve satışını isteyebilir.” hükmünü düzenlediği, lehine tasarrufun iptali kararı ve-
rilen alacaklıya bu hükmün haciz ve satış talep etme yetkisi verdiği, kişisel bir
alacak hakkı tanıyan bu maddenin, ipotek ve başka hacizlere önceliği bulunma-
dığından, haciz tarihleri dikkate alınarak sıra cetveli düzenlenmesi gerektiği be-
lirtilerek, şikayetin kabulü ile Antalya 11. İcra Müdürlüğü’nün 2010/20724 Esas
sayılı dosyasından düzenlenen 01.04.2013 tarihli sıra cetvelinin iptaline karar ve-
rilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir. Şikayet , sıra cetvelinde
sıraya ilişkindir. İİK’nın 283. maddesine göre, haciz yolu ile takipte iptal davasını
kazanan alacaklı, tasarruf konusu malın haciz ve satışını isteyebilir. Satış sonucu
elde edilen paradan alacağını alır. Tasarruf, iptal davası açan alacaklıya karşı hü-
küm ifade etmeyeceğinden, iptal davasına konu taşınmazı devralan borçlu Sıdıka
Okan’ın alacaklıları tarafından uygulanan haczin iptal edilmiş tasarruf oranında
davayı kazanmış olan alacaklıya karşı önceliği bulunmamaktadır. Diğer bir anla-
tımla, davayı kazanan alacaklı M. Ltd.Şti.’ye iptal edilen tasarruf oranında, son-
radan haciz uygulayan T… Bank A.Ş.’den önce ödeme yapılmalıdır. Bu durumda
mahkemece, şikayetçinin tasarrufu iptal ettiren alacaklıya karşı önceliği olmadığı
gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirke
n,
yazılı şekilde yanılgılı
gerekçeyle hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan ne-
denlerle, şikayetçi alınan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayet
olunan yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ka-
rarın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
22.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi”. 23. HD. 22.09.2014 T. 2014/1902 E,
2014/5852 K.
(e-.uyar.comİçtihat Programı, Erişim Tarihi:6.4.2016).
47
Bkz. Oskay/Koçak/Deynekli /Doğan, İİK Şerhi, 5.Cilt, Ankara 2007, s. 6008; “Da-
vacı vekili dava dışı borçlu Recep’e ait taşınmazın satışından sonra sıra cetveli dü-
zenlendiğini, oysa taşınmazın devri işleminin iptali için önceki malik durumunda
bulunan Sadık ile hâlihazır malik Recep aleyhine tasarrufun iptali davası açtıkları-
nı; sıra cetvelinin bu davanın sonuçlanmasından sonra düzenlenmesi gerektiğini;
bu davanın kazanılması halinde hâlihazır malik Recep tarafından davalı banka
lehine tesis edilen ipoteğin müvekkiline karış önceliği olmayacağını ileri sürerek
sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili mü-
vekkili lehine ipotek tesis edildiği tarihte tapu kaydında davacı lehine bir haczin
bulunmadığını, iyiniyetli üçüncü kişinin kazanımının geçerli olduğunu, müvek-
kili lehine tesis edilen ipoteğe öncelik veren sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun
bulunduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İcra mahke-
mesince davacı yana borçlu bulunan Sadık’ın taşınmazını eniştesi olan dava dışı
Recep’e sattığı ve bu tasarrufun iptali için davacı yanca adı geçenler aleyhine dava
açıldığı; davanın kabulü halinde tasarrufun davacı bankaya karşı hüküm ifade et-
meyeceği ve taşınmaz üzerine sonradan konulan ipoteklerin davacı alacağına ka-