Previous Page  138 / 437 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 138 / 437 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (127)

Burcu DÖNMEZ

137

duğu değerlendirilmiştir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2.7.2010

tarih ve 2010/420 sayılı iddianamesiyle 196 sanık hakkında 765 sayılı

Kanun’un 147, 61.1.31.33.40.maddeleri kapsamında kamu davası açılmış-

tır. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.7.2010 tarihli iddianamenin

kabulü ve tensip kararı sonrası 16.12.2010 tarihli duruşmayla yargılama

başlamıştır. Yargılama sürecinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın

16.6.2011 tarih ve 2011/288 sayılı iddianamesiyle 28 sanık hakkında,

11.11.2011 tarih ve 2011/554 sayılı iddianamesiyle 143 sanık hakkında

Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife

görmekten men etmeye teşebbüs suçundan açılan davalar, İstanbul 10.

Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/283Esas sayılı dosyasında birleştirilmiş-

tir. Üç ayrı iddianameyle açılan ve birleştirilen dava kapsamında 367

sanık hakkında yargılama yapılmıştır. 36 sanık hakkında beraat, baş-

vurucuların da aralarında olduğu 325 sanık hakkında ise Türkiye Cum-

huriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten men

etmeye teşebbüs suçundan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 147 ve 61.

maddeleri gereğince mahkûmiyet kararı verilmiştir (§ 8.9.10.11.12)

Başvurucular çeşitli gerekçelerle Anayasanın ihlal edildiğini ileri

sürmüşlerdir. Bu iddialardan bir tanesi de “ kendilerine isnat edilen

suçun işlenmesine anılan tarihte görevde olan Genelkurmay Başka-

nı ve Kara Kuvvetleri Komutanı tarafından engel olunduğunun kabul

edilmesi nedeniyle bu kişilerin tanıklık yapmak üzere davet edilme-

leri taleplerinin reddedildiği ve delillerin ortaya konulması ve tartı-

şılması safhasının usulünce yerine getirilmediği (§17)” dir. Anayasa

Mahkemesi tutukluluğa ilişkin şikayetlerin, zaman bakımından kabul

edilmez olduğuna karar vermiş; ancak tanık dinlenmesi talepleri ve

dijital delillerin değerlendirilmesine ilişkin şikayetlerin kabul edilebi-

lir olduğuna karar vermiştir (§26). Tanık dinlenmesi taleplerinin reddi

nedeniyle adil yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki iddiayı

yerinde bulmuş, dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve Ka-

rar Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın tanık olarak dinlenmesi ta-

leplerinin reddi nedeniyle tanık dinletme hakkına ilişkin şikayetlerin

kabul edilebilir olduğuna ve Anayasa’nın 36.maddesinde güvence al-

tına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi bu kararını, AİHS m.6/3-d bendinde düzen-

lenen “sanığın iddia tanıklarını sorguya çekme veya çektirme hakkı”

na atıf yaparak AİHM’nin kararlarını referans göstermek suretiyle ge-

rekçelendirmiştir. Bu çerçevede mahkemelerin somut davadaki mad-