

TBB Dergisi 2016 (127)
Burcu DÖNMEZ
143
kurallarının ihlal edildiği, istinabe mahkemesince kendisine davetiye
gönderilmediği, eksik inceleme yapıldığı yönündeki talepleri 29.5.2013
tarihli oturumda verilen ara kararıyla ve her bir talep gerekçesiyle
karşılanacak biçimde, toplanan delillerin yeterli olduğu, tam bir vic-
dani kanaat oluştuğu, taleplerin işin esasına etki etmeyeceği, dava ve
usul ekonomisine aykırı biçimde gereksiz zaman ve masraf kaybına
yol açacağı gerekçesiyle reddedilmiştir (§49).
Anayasa Mahkemesi, başvuru formu ve ekli belgelerden edindiği
kanaat kapsamında; başvurucunun, suçlamanın nedenleri ve niteliği
hakkında bilgilendirildiği, duruşmada hazır bulunmasının sağlan-
dığı, savunmasını hazırlaması için gerekli zaman ve kolaylıklardan
faydalandırıldığı, savunma yapmak için süre talebinin kabul edildi-
ği, kendisini mahkeme huzurunda bizzat savunduğu halde; katıldığı
oturumlarda veya dilekçelerinde istinabe yoluyla dinlenen tanıklarla
yüzleşmek istediği yönünde bir talebi olmadığını tespit etmiştir (§50).
Ayrıca başvurucunun huzurunda aleyhindeki tanık beyanlarının
okunduğu, tanık beyanlarına sanığın (başvurucunun) itiraz etmesi
veya soracağı sorular varsa tanıkların yeniden dinlenilmesi yönünde
taleplerde bulunması için yeterli ve düzgün fırsatlar verildiğini belirt-
miştir. Başvurucunun, eğer tanıklar esas mahkemece dinlenmiş olsay-
dı mahkeme önünde dile getiremediği hangi ilave tezleri ileri sürece-
ğine veya tanıklara hangi soruları soracağına ilişkin olarak herhangi
bir açıklamada bulunmamış olduğunu, tanık beyanlarından aleyhe
olan kısımları kabul etmediğine ve bazı tanık beyanlarının hangi
gerekçe ile hükme esas alınmayacağına dair açıklamalarda bulundu-
ğuna işaret etmiştir. Esas mahkeme huzurunda savunmasını yapan
başvurucunun, duruşmalarda ve dilekçelerinde tanıklara soru sorma
veya tanık sorgulatma talebinde de bulunmadığını ifade etmiştir. Söz
konusu yargılamada başvurucunun hakkında verilen kararın, sadece
tanık beyanlarına dayanılarak verilmediğini de tespit etmiştir (§53).
Bu gerekçelerle başvurucunun yargılandığı davada aleyhinde beyan-
da bulunan tanıkları sorguya çekme hakkının ihlal edildiği iddiasını
“
açıkça dayanaktan yoksun
” olduğuna karar vermiştir.
Konuya ilişkin altıncı karar, Ali Rıza Telek
46
başvurusudur. Bu baş-
vuruda Anayasa Mahkemesi ihlal kararı vermiştir. Başvurucu, “
silahlı
46
Ali Rıza Telek, Başvuru No.2013/2630, karar tarihi: 30.12.2014