

TBB Dergisi 2016 (127)
Kahan Onur ARSLAN
229
Ancak elbette vergilendirme yetkisinin tek sınırı yasallık değil-
dir. Vergi hukuku, devletin kişi hak ve özgürlük alanına müdahalesini
düzenleyen bir hukuk dalı olduğu için, hukuk devleti kavramı ile de
yakın bir ilişki içerisindedir. Devlet, hukuk devletinde vergilendirme
yetkisini hukuk kuralları çerçevesinde kullanmalıdır.
9
Bu bakımdan, normlar hiyerarşisinin en üstünde yer alan Anaya-
sa, vergi hukukunun da en temel kaynağıdır. Vergi konusundaki diğer
hükümler de kaynağını Anayasadan almak ve Anayasaya aykırı ol-
mamak zorundadır. Vergiler kadar vergilendirme yetkisi de temelini
Anayasadan almaktadır. Bu sebeple vergilendirme yetkisinin sınırları
da en başta Anayasa ile çizilmektedir.
Vergilendirme yetkisini sınırlandıran en önemli Anayasal ilkeler:
Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan “demokratik devlet ilkesi”, “sosyal
devlet ilkesi” ve “hukuk devleti ilkesi” ile Anayasanın 10. maddesinde
yer alan “kanun önünde eşitlik ilkesi” olarak sıralanabilir.
Bunlardan başka Anayasa’nın vergi hukukunu doğrudan ilgilen-
diren en önemli maddesi olan ve Anayasanın “Temel Hak ve Ödevler”
başlıklı İkinci Kısmının “Siyasi Hak ve Ödevler”i düzenleyen Dördün-
cü Bölümünde yer alan ve “Vergi Ödevi” başlığı altında düzenlenen
73. maddesi de vergilendirme yetkisinin sınırlarını belirlemektedir.
Demokrasi, halkın devlet yönetiminde etkili olması anlamında
alındığında, devletin bütün faaliyetlerinde halkı aydınlatmayı, inan-
dırmayı, halkın arzu ve isteklerini göz önünde bulundurmayı, halkın
bilgi, uyarma ve yardımlarından faydalanmayı gerektirir. Bu bakım-
dan, vergilendirmede demokratik devlet ilkesine uygunluk ancak,
halkın işbirliği ve katılması ile gerçekleştirilebilir. Bu işbirliği ve katıl-
ma kişilerin vergilendirme işlemlerini benimsemesi ve toplumun birer
bireyi olmaları bilincine varmalarına da yardım etmektedir.
10
Sosyal devletin temel amaç ve görevleri, sosyal adaletin, sosyal
refahın ve sosyal güvenliğin sağlanmasıdır. Bu amaçlar çerçevesinde
devlet, bir yandan ekonomik bakımdan zayıf olan toplum kesimlerini
koruyacak, vatandaşları sosyal güvenliğe kavuşturacak, diğer yandan
9
Ümit Süleyman Üstün, “Vergi Hukuku İle İlgili Anayasal İlkeler”,
Selçuk Üniver-
sitesi Hukuk Fakültesi Dergisi,
S.Ü. 20. Yıl Armağanı, 2003, Cilt: 11, Sayı:1-2, s. 251-
271.
10
Çağan, “Demokratik Sosyal Hukuk Devletinde Vergilendirme”, s.135.