

TBB Dergisi 2016 (127)
Süleyman Sırrı TERZİOĞLU
57
kuruluşun devlet örgütlenmesi içinde yer almasının yanında, ihlâle
yol açan faaliyet konusunda kamu gücünü kullanıyor olması da ge-
rekir. Zira zaman zaman kanun koyucu, kamu hukuku tüzel kişisini
özel hukuk hükümlerine tâbi tutmaktadır. İster özel hukuka tâbi olsun
isterse kamu hukukuna tâbi olsun, burada bireysel başvuru açısından
önemli olan, kuruluşun eylemi gerçekleştirdiği sırada kamu gücü yet-
kisini kullanıp kullanmadığıdır. Örneğin kamu iktisadî teşebbüsleri-
nin hak ihlâline yol açan faaliyetleri dolayısıyla bireysel başvuru yolu-
na gidilebilmesi için, bunların faaliyetlerini gerçekleştirdikleri sırada
kamu yetkisini kullanmaları gerekir. Dolayısıyla devlet örgütlenmesi
içinde yer alan birimin hukuka aykırı faaliyetleri dolayısıyla bireysel
başvuru yoluna gidebilmesi için bu birimin aynı zamanda faaliyeti
gerçekleştirdiği sırada kamu gücünü kullanıyor olması gerekir.
İdare hukukunda idarenin ve görevlilerinin hukuka aykırı eylem-
lerinden doğan sorumluluk,
hizmet kusuru
ve
kişisel kusur
çerçevesinde
değerlendirilmektedir. “Hizmet kusuru, şahsa bağlı olmayan, hizmeti
yerine getiren kamu görevlisine atıf ve izafe edilemeyen ya da edil-
mesi gerekmeyen, tamamen kamu hizmetinin kuruluşunda, düzen-
lenmesinde, işleyişinde ve teşkilatlanmasında karşımıza çıkan
somut,
anonim ve objektif bir kusur
dur. Yani hem yerine getirilen kamu hizmeti
sebebiyle hem de hizmeti yerine getirilen teşkilât ve personel sebebiyle
ortaya çıkan kısacası doğrudan
idareye ait bir kusur
dur.”
41
Hizmet kusu-
ru, hizmetin kurulmasında, düzenlenmesinde, yürütülmesinde, teşki-
latlanmasında, personelinde veya denetiminde ortaya çıkan düzensiz-
lik, bozukluk, aksaklık, eksiklik veya hizmete tahsis olunan teçhizatın
yetersiz, elverişsiz, kötü olması gibi kamu hizmetinin yapısından, iş-
leyişinden ya da vasıtalarından kaynaklanan objektif nitelikte bir ku-
surdur.
42
Bu yüzden doğrudan doğruya aslî bir sorumluluk olup, kişi-
sel olarak kamu görevlilerine bağlanamaz. Kin, garez, husumet gibi
insanî dürtülerle işlenen ya da ihmal, dikkatsizlik, tedbirsizlik gibi
beşerî zaaflarla ortaya çıkan sübjektif mahiyette bir kusur değildir.
43
41
Bahtiyar Akyılmaz, “Kamu Zararı ve Kamu Zararında Rücu”,
İÜHFM
, Cilt: LXIX,
Sayı: 1-2, Yıl: 2011, s. 74
42
Örneğin idarece gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması sonucu kişilerin zarar
görmesiyle hak ihlâline yol açılması.
43
Akyılmaz, s. 75. Zira aşağıda ifade edileceği gibi, bu tür sübjektif mahiyetteki
ku-
surlar, daha çok kişisel kusur çerçevesinde değerlendirilmektedir.