

TBB Dergisi 2016 (127)
Recep DOĞAN
81
Üreme hakları ardından 1995 yılında Pekin’de toplanan
ve bir
“taahhütler konferansı”
21
olarak nitelendirilen Pekin Dördüncü Kadın
Konferansı’nda ele alınmış, bu Konferansın sonunda kabul edilen Pe-
kin Deklarasyonu ve Eylem Platformu’nda yer almıştır.
22
Pekin Dek-
larasyonu ve Eylem Platformu Bildirgesi’nin 223’ üncü maddesinde
yer alan tanımın da 1994 yılında Kahire’de yapılan tanımla örtüştüğü
görülmektedir. Buna göre, üreme hakkı, en yüksek düzeyde cinsel ve
üreme sağlığına sahip olmayı, ayrıca çiftlerin ve bireylerin yapacakları
çocukların sayısı ve aralığına özgür ve sorumlu olarak karar verebil-
mesi, bunun için gerekli bilgi ve kaynağa sahip olabilmesi, bu konula-
ra ilişkin olarak karar verirken hiçbir şiddet baskı ve ayrımcılığa tabi
tutulmamasını ifade etmektedir.
Buraya kadar açıklanan uluslararası düzenlemeler incelendiğinde,
kadının üreme hakkı bağlamında temel amacın kürtajın azaltılması ile
düşüklerin önlenmesi olduğu görülmektedir. Günümüze gelindiğinde
ise kamuoyunda kısaca “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen, ‘Kadın-
lara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mü-
cadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’
23
nde “
üreme hakkı
”, bu
makalenin de konusunu oluşturan kürtaj ve kısırlaştırma konuları açı-
sından ele alınmıştır. Sözleşmenin 39’uncu maddesine göre, kadının
tıbbi müdahaleden önce, müdahalenin kapsamını tam olarak an-
lamaya elverişli bilgilerin sunulmasını ve anlaşılmasını müteakip
verilmiş rızası olmadan, gerçekleştirilen kürtaj ve kadının doğal
üretim kapasitesini sona erdirme amacı ve etkisi taşıyan kısırlaştır-
ma gibi cerrahi operasyonların
, suç sayılması ve cezalandırılması için
taraf devletler gerekli önlemleri alacaklardır. Bununla beraber, İstan-
bul Sözleşmesi’nin 3/d maddesinde, kadına kadın olmasından dolayı
uygulanan
veya
kadınları orantısız biçimde etkileyen şiddet, “kadın-
lara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet” olarak tanımlanmıştır.
Yine İstanbul Sözleşmesinin 60’ncı maddesiyle,
sırf kadın olduğu için
21
Yakın Ertürk, Sınır tanımayan şiddet. Paradigma, politika ve pratikteki yönleriyle
kadına şiddet olgusu, Metis Yayınları, İstanbul, 2015, s.80.
22
Fourth World Conference on Women Beijing, China - September 1995. Action for
Equality, Development and Peace Platform for Action.
http://www.un.org/wo-menwatch/daw/beijing/pdf/BDPfA%20E.pdf.
23
Ülkemizce 11 Mayıs 2011 tarihinde imzalanmıştır. 24.11.2011 tarihli ve 6251 sayılı
kanunla onaylanması uygun bulunan sözleşme, 8 Mart 2012 tarihinde ve 28227
(Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanarak, yürürlüğe girmiştir.