

Kadının Üreme Hakkı, Kürtaj, Çocuk Düşürme ve Düşürtme Suçları
82
toplumsal cinsiyete dayalı olarak zulme maruz kalan veya zulme
uğramaktan korkan kadının, vatandaşı olduğu devlet dışında bir
başka devletin hukuki ko
rumasından yararlanma amacıyla “sığın-
ma (iltica)” başvurusu yapabileceği belirtilmiştir. Bu makalenin kap-
sam ve sınırları açısından konu değerlendirildiğinde, kadının üreme
hakkını kısıtlayan ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet hali olarak ka-
bul edilmesi gereken zorunlu kürtaj ve kısırlaştırma uygulamalarına
ilişkin olarak, “Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme”
24
ve
“Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Protokol”
25
kapsamında, zo-
runlu kürtaj ve kısırlaştırma uygulamalarının zulüm sayılabileceğine
ve bu tür muameleye tabi tutulan kadınlara mülteci statüsü verilmesi
gerektiğine dair, değişik ülkelerde farklı uygulamaların bulunduğu
görülmektedir.
26
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi
’nin “üreme hakkı” kavramı-
na yaklaşımı konusunda ise şunları söylemek mümkündür. Gerek
mahkemenin üreme hakkına ilişkin olarak yayınladığı bilgi notun-
dan (
factsheet
)
27
gerekse mahkemenin içtihatlarından, mahkemenin
üreme hakkının kapsamını ve içeriğini her olayın somut özellikleri-
ne göre (
case by case
) değerlendirdiği, her olaya uygulanabilecek ge-
24
05.09.1961 tarihli ve 10898 sayılı Resmi Gazete.
25
1.7.1968 tarih ve 6/10266 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile katılınmış olup, 5.8.1968
tarih ve 12968 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanmıştır.
26
Nitekim Çin Halk Cumhuriyeti’nde mevcut tek çocuk uygulaması ile buna bağlı
kürtaj ve kısırlaştırma uygulamalarının, mülteci statüsünün verilmesinde belirle-
yici unsur olan “zulüm” türlerinden biri sayılabileceğine dair, değişik ülkelerde
farklı uygulamalar bulunmaktadır. Örneğin Avustralya’da A v MIEA kararında,
Çin’den Avustralya’ya gelen bir çift, Çin Halk Cumhuriyeti’nde mevcut olan tek
çocuk politikasına uymadıklarını, bu nedenle Çin’e gönderilmeleri halinde kı-
sırlaştırılacaklarını gerekçe göstererek iltica talebinde bulunmuş, 3’e karşı 2 oyla
Avustralya Yüksek Mahkemesi (The High Court of Australia) talebi ret etmiştir.
Mahkeme kararında, tek çocuk uygulamasının Çin’de genel bir uygulama oldu-
ğunu, spesifik olarak başvuranlara uygulanmadığını, bu ailenin zulme uğrama
tehlikesinin var olduğunu, ancak bu ailenin zulüm tehlikesinden bağımsız olarak
bir toplumsal gruba mensup olmadığını belirtmiştir (A. v. Minister for Immigra-
tion and Ethnic Affairs and Another (1997) 142 A.L.R. 331, s.358). Ancak, Kanada
Federal Temyiz Mahkemesi ise bir erkek çocuk doğurduktan sonra, bir kız çocuğu
daha gizlice doğuran, 5 kez kürtaj yaptırmak zorunda kalıp, Çin’e geri gönderil-
mesi halinde zorunlu kısırlaştırmaya tabi tutulacağını iddia eden, Ting Ting Che-
ung adlı kadının yaptığı başvuruyu, 1951 sözleşmesine uygun olarak yapılmış bir
başvuru olarak kabul etmiştir. (Cheung v Canada (Minister of Employment and
Immigration) [1993] 102
D.LR.(4 th) 214. ( Fed.Ct.App.) (Can.))
27
European Court of Human Rights, Press Unit, Factsheet-Reproductive rights, De-
cember 2015,
http://www.echr.coe.int/Documents/FS_Reproductive_ENG.pdf