Previous Page  146 / 405 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 146 / 405 Next Page
Page Background

145

TBB Dergisi 2017 (129)

Volkan ÖZÇELİK

ve başka yerde bulunan bir belgeyi mahkeme huzuruna getirmeleri

hakkında verilebilir. Tarafın elinde bulunmadığı halde dilekçesinde

gösterdiği bir belgenin nerede bulunduğunu dilekçesinde açıklaması

zorunludur (HMK m. 121 ve HMK m. 129/2). Hâkim bu yükümlülüğü

yerine getirmeyen tarafa, gerekli açıklamayı yapması ve masrafları ya-

tırması için kesin süre verebilir.

54

Benzer şekilde resmi bir kuruma

yazılan yazının cevabının mahkemeye gelmesi için gerekli masrafla-

rın yatırılması için tarafa kesin süre verilebilirse de, tarafa bu yazıyı

mahkemeye getirmesi için kesin süre verilemez.

55

Son olarak, uyuş-

mazlığın çözümü için tarafın veraset belgesine sahip olup olmadığı

önemli olabilir. Böyle bir durumda tarafa kesin süre içinde veraset

belgesi alması için görevli mahkemeye başvurması yüklenebilirken,

veraset belgesini mahkemeden alarak ibraz etmesi yüklenemez.

56

Hâkim ara kararla tarafa kesin süre verirken, yapılması istenen

işlemin hukuken yargılama için gerekli ve tarafça bizzat yapılabilir

olmasına dikkat etmelidir. Yargıtay bir kararında bu kapsamı hâkimin

takdir yetkisini daraltacak şekilde genişletmiştir. Karara göre, tarafa

delil sunması için süre verilirken hâkimin, süreyi kesin süre olarak

nitelemesi ve tarafın süreye uymaması halinde de onun delil sunma-

sına imkân vermeden eksik tahkikatla karar vermesi bozma nedeni-

dir.

57

Kanaatimizce bu karar isabetli değildir. Zira hâkimin ilk defa

vereceği sürenin kesin süre olup olmayacağını belirleme konusunda

takdir yetkisi vardır (HMK m. 94/2).

58

Kanun koyucu her somut

olayın özelliğinin farklı olmasından hareketle hâkime takdir yetkisi

tanımakta, hâkim de takdir yetkisini kullanırken somut olayın özel-

liklerine uygun biçimde hareket etmesi gerekmektedir. Bu nedenle

takdir yetkisinin olayın özelliklerine, objektif hukuk kurallarına ve

adalet düşüncesine uygun kullanılıp kullanılmadığı denetlenebilir.

Ancak özünde belli ölçüde serbest hareket etmeyi barındıran takdir

yetkisinin kanun tarafından önceden sınırı daraltılmamasına rağmen,

yetkinin kapsamının içtihat yoluyla daraltılması isabetli olmaz. Ayrıca

54

9. HD, 29.12.1988, 13229/13002 (Kuru, Usul- V, s. 5453-5454); 9. HD, 10.12.2001,

20066/19150 (Yılmaz, Şerh, s. 705).

55

6. HD, 25.06.2001, 5099/5303 (Yılmaz, Şerh, s. 707).

56

1. HD, 05.07.1965, 4960/3948 (Umar, s. 293).

57

2. HD, 30.05.1969, E. 3239, K. 2889 (Umar, s. 293). Benzer şekilde bir başka karar: 8.

HD, 26.01.1966, E. 4322, K. 4496 (Umar, s. 293).

58

Yılmaz, Şerh, s. 695.