

152
Medeni Usul Hukukunda Hâkimin Verdiği Kesin Süre
Hâkim tarafından verilen kesin sürenin konusu, tarafın yapması
istenen usul işlemidir. Taraf, verilen kesin sürede bu işlemi yapmaz-
sa ortaya çıkacak yaptırım da sadece o işlem için olur. Nitekim kesin
sürenin taraf için yaptırımını düzenleyen hüküm (HMK m. 94/3), bu
yargıyı doğrulamaktadır: “Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi,
süresinde yapmayan tarafın
o işlemi
yapma hakkı ortadan kalkar.” O
halde kesin sürede taraf işlemi yapmasa bile, bu durum her zaman için
yargılamanın son bulmasına neden olmaz. Tarafın işlemi yapmaması,
sadece o işleme somut yargılamada bağlanan sonuçlara etki eder. Eğer
taraftan istenen, verilen kesin süre içinde tanığın adresinin bildirilme-
si ise, tarafın adres bildirmemesi halinde o tanığın dinlenilmesinden
vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir (HMK m. 240/3). Yargılamaya
ise varsa diğer deliller ile devam edilir. Ayrıca açıklama ve ispat hakkı,
hukuki dinlenilme hakkının unsurlarından biri olduğu için, tarafın
mahkemeye delil ibraz etmesinin temini hukuki dinlenilme hakkının
gerçekleşmesine hizmet eder.
81
Hâkim ara kararla vermiş olduğu kesin
sürede taraftan, delili ibraz etmesini veya gerekli avansın yatırılması-
nı istediği halde, taraf ara kararda belirtilen işlemi yapmazsa, sadece
o delil için tarafın açıklama ve ispat hakkından feragat ettiği kabul
edilmelidir.
82
Kesin sürenin yaptırımı, kendisine usulüne uygun ara karar ile
kesin süre verilen taraf için tatbik edilebilir. Taraf, duruşmada hazır
bulunuyorsa usulüne uygun verilen ihtarlı ara karar ile duruşmada
hazır bulunmuyorsa yine usulüne uygun verilen ara kararın meşru-
hatlı tebliği ile kesin süreden haberdar edilmelidir. Tarafa usulüne uy-
gun bir ara karar ile kesin süre verilmeden kesin sürenin yaptırımının
uygulanması mümkün değildir.
83
Hâkimin kesin olarak belirlediği süre içinde elde olmayan sebep-
lerle bir işlemi yapamayan kimse eski hale getirme talebinde bulu-
nabilir (HMK m. 95/1). Medeni usul hukukumuzda taraf, kesin süre
rafın eski hale getirme yoluna başvurması mümkündür (Blomeyer, s. 110; Schwab,
Martin, Zivilprozessrecht, 3. Auflage, C.F. Müller, Berlin 2010, s. 107, 303; Jauernig,
Othmar/Hess, Burkhard, Zivilprozessrecht, 30. Auflage, Verlag C.H. Beck, Münc-
hen 2011, s. 131).
81
Özekes, s. 123.
82
Özekes, s. 151.
83
HGK, 19.11.2011, E. 2013/22-1319, K. 2014/927
(www.lexpera.com).