208
Götürü Tazminat Kavramına Bir Bakış
gibi, varlığının borçlu üzerinde baskı meydana getirip getirmediği ko-
nusu ise doktrinde tartışmalıdır. Bir görüş
46
, götürü tazminatın, ceza
koşulunun temel amacı olan borçlunun borca uygun davranmasını
sağlamak, borçluyu borcuna uygun davranmasına yönelik baskı altına
almak gibi bir amaca sahip olmadığını, bu yönde bir baskıya neden
olmayacağını ileri sürmektedir. Bizim de katıldığımız diğer bir görüşe
göre ise
47
, götürü tazminat borçlu üzerinde -asli işlevi bu olmamakla
birlikte- dolaylı olarak da olsa bir baskı yaratır. Götürü tazminatın ka-
rarlaştırılmış olması, borçlunun sözleşmeden doğan yükümlülüklerini
gereği gibi ifa etmesi hususunda motive olmasına katkı sağlar. Borçlu
bakımından somutlaşmış bir edim (götürü tazminat), soyut bir kanuni
düzenlemeye göre kural olarak daha güçlü bir psikolojik etki yaratır.
48
Bununla birlikte, götürü tazminat anlaşmasının temel amacı zararın
karşılanmasında alacaklıya kolaylık sağlamak olduğundan, bu işlev
ceza koşulunda olduğu kadar belirgin şekilde karşımıza çıkmaz. Ceza
koşulu bakımından son derece önemli olan baskı unsuru, götürü taz-
minat anlaşması bakımından ancak dolaylı olarak ortaya çıkar. Sonuç
olarak, borçluyu baskı altında tutarak ifaya zorlama amacı ceza koşulu
bakımından belirleyici bir husus iken; bu amaç götürü tazminat bakı-
mından aynı şekilde belirleyici bir husus olarak değerlendirilemez.
Contracts: A Comparative Study of English and Continental Law’, International
and Comparative Law Quarterly, Vol.9, No.4, 1960, s.602; Kocaağa,
s.53; Kocaağa
(Götürü Tazminat),
s.150; Wilkinson-Ryan,
s.642-643; Oertli, N.81.
46
Gernhuber,
s.761; Larenz,
s.384 (Oertli, N.84, dpn.93’den naklen); Ozanoğlu,
s.89.
Erdem de benzer şekilde, götürü tazminat anlaşmasının, ceza koşulunun temel
amacı olan borçlunun borcuna uygun davranmasını temin etmek, onu borcuna
uygun davranmasına yönelik baskı altına almak gibi bir amaca sahip olmadığını
ifade etmiştir. Ancak yine yazara göre, borçlu, borcun ihlali halinde ödeyeceği so-
mut meblağı bilerek böyle bir baskı hissediyor olsa da, bu götürü tazminatın amacı
olarak nitelendirilemez, belki doğal bir sonucu olarak ortaya çıkar (Erdem,
s.102).
Bu konuda Wilkinson-Ryan da, sözleşme ihlali olasılığını ve bunun sonuçlarını
taraflar anlaşmalarının bir bölümü olarak belirliyor ve kararlaştırıyorsa; bu halde,
tarafların sözleşmeyi ihlal etmeye daha yatkın olduklarını ve sözleşmenin ihlalini
ahlaka aykırılık olarak değerlendirmeye daha uzak olduklarını ileri sürmektedir
(Bkz. Wilkinson-Ryan,
s.671).
47
Kapancı,
s.666; Birinci Uzun,
s.103; aynı yönde Oertli,
N.84; Volker Beuthien,
‘Pauschalierter Schadensersatz und Vertragsstrafe’, Festschrift für Karl Larenz
zum 70.Geburtstag, München 1973, s. 497-498; Peter Gauch, Der Werkvertrag, 4.A,
Zürich 1996, N.710.
48
Detlev Fischer,
Vertragsstrafe und vertragliche Schadensersatzpauschalierung,
Eine rechtsvergleichende Darstellung der neueren deutschen und französischen
Rechtsentwicklung, Frankfurt am Main 1981, s.170; Oertli,
N.84; Erdem,
s.102;
Kapancı,
s.666; Birinci Uzun,
s.103.