

331
TBB Dergisi 2017 (129)
Ümmühan Elçin ERTUĞRUL / Tuğba SARIKAYA GÜLER
egemen devlete ait olacağına ve ne tip bir hükümet altında yaşaya-
cağına dair ‘siyasi’ kaderini belirleme hakkı olarak yorumlanmıştır.
37
Bilindiği üzere, self determinasyon hakkının iç yönünü, hükümet ve
devlet biçimi, ekonomik, sosyal kültürel gelişimi konularında halklara
serbestlik tanırken; dış yönünü, halkın bağımsız bir devlet kurmak da
dâhil olmak üzere istediği devlete bağlı olmayı seçme hakkı oluştu-
rur.
38
Görece yeni dönemlerde, ekonomik self determinasyon üçüncü
bir yön olarak adından bahsettirir olmuştur.
39
Ancak, ulus vurgusu hem teorikte, hem de pratikte sıkıntılıdır.
Çünkü her ne kadar hakka yetkilendirilmenin ön şartı ‘ulus’ olmak
olsa da, ne ulus olmanın karakteristik özellikleri üzerinde bir uzla-
şı sağlanabilmiştir; ne de ulus olmanın temeli kabul edilen özellikler,
farklı gruplarca eşit bir şekilde (hatta aynı grupta farklı zamanlarda
aynı şekilde) temsil edilebilmişlerdir.
40
Ayrıca, başka türlü bu hakkı id-
dia edemeyeceğini fark eden etnik ayrılıkçı hareketler zaman içerisin-
de “uluslaşma” eğilimi göstermişlerdir.
41
XX. yüzyılın başlarında bu
hak, her ulusun bir devlete sahip olabileceği şekilde yorumlanmışsa
da, Milletler Cemiyetine intikal eden
Aaland Adaları
Uyuşmazlığında
bunun mümkün olmadığı görülmüştür.
42
İlgili uyuşmazlıkta, devle-
tin egemenliği doktrini gözetilerek dilsel, dinsel, etnik, ırksal ve diğer
azınlık grupların ayrılma talepleri bağlı oldukları merkez devletlerin
rıza göstermesi şartına bağlanmıştır.
43
İzleyen dönemde bu hak, BM Şartı Madde 1(2) ve Madde 55(1)
ve 1966 tarihli BM’nin Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası
Sözleşme ile Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslara-
37
Taras ve Ganguly, s.42 ve Hüseyin Kalaycı, Ulus-Devletin Başağrısı Ayrılıkçılık:
Kanada Quebec Örneği, Liberte Yayıncılık, Ankara, 2010,s.34.
38
Hüseyin Pazarcı, Uluslararası Hukuk I, Turhan Kitabevi, Ankara, 1993,s.141-142.
39
Ekonomik self determinasyon, ekonomik geleceğin özgürce belirlenmesi, ülkede-
ki doğal kaynakların serbestçe işletilebilmesi, bu doğal kaynaklardan istenildiği
gibi yararlanılması, ekonomik çıkarların sınırlandırılabilmesi ya da bütünüyle
son verilmesi hakkı olarak tanımlanmıştır. Enver Bozkurt, M. Akif Kütülçü, Yasin
Poyraz, Devletler Hukuku
,
Gözden Geçirilmiş 8. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara,
2015, s. 179
40
Taras ve Ganguly, s.44; Kalaycı, s.35-36.
41
Kalaycı, s.61-64.
42
http://legal.un.org/ola/media/info_from_lc/POB%20Aalands%20Islands%20Exhibition%20opening.pdf Bu davada, daha oluşum aşamasında olan Finlandiya
Devleti içerisinde ayrılıkçı hareketler baş göstermiştir. Bkz. Uz, s.63-65.
43
Uz, s.64.