

334
Ayrılıkçı Hareketlerin Ulusal Kurtuluş Hareketi Statüsü Kazanması: Hukuki ve Siyasi Boyutlar
Tanımını yapacak olursak ayrılma,
“egemen, bağımsız devletin için-
deki bir bölgede başlatılan ani ve tek taraflı bir bağımsızlık hareketidir”
.
54
Ay-
rılma dar anlamıyla, bağımsızlığın ilanına dair girişilen resmi bir ey-
lem anlamına gelirken (Katanga, Biafra, Bangladeş örnekleri), aşamalı
ayrılma bağımsızlık ya da kendini yönetme amacı güden siyasi bir
harekettir (Eritre, Güney Sudan örnekleri).
55
Genellikle kültürel farklılıklardan kaynaklanan siyasi problemle-
rin ve toplumlararası çatışmaların, ayrılma yoluyla çözümü son de-
rece radikal bir karar olduğundan bu durumu meşrulaştıracak belir-
li şartlar oluşturulmaya çalışılmıştır. Heraclides’e göre bu şartlar: (i)
devlet olma sorumluluğunu karşılayacak nitelikte olan büyük, ayrı ve
yoğun bir topluluğun varlığı; (ii) topluluğa karşı sistemsel bir ayrımcı-
lık, sömürü ya da tahakkümün var olması; (iii) kültürel hâkimiyet yo-
luyla, dezavantajlı konumda olan grubun kültürünün asimile edilme
tehlikesi altında olması ve (iv) devletin mazlum toplulukla iletişime
geçmeyi reddetmesidir.
56
BM ise ayrılığı ancak artık barış içerisinde
yaşamanın ve iç self-determinasyonu sağlamanın mümkün olmaması
halinde meşru görmüştür. BM’nin Filistin Paylaşım Planı, Pakistan’ın
kuruluşu ve Biafra’nın Tanzanya devlet başkanı Nyerere tarafından
tanınması gibi örnekler bu gerekçeye dayanmaktadır.
57
Kısacası, eğer
iç self-determinasyonun gerçekleşebileceği yönünde makul bir ihtimal
bulunuyorsa, dış self-determinasyon kararı verilmemektedir.
Ayrıca, self-determinasyon hakkı çıkar odaklı yorumlanarak hu-
kuki olmaktan ziyade siyasi bir hak haline dönüşmektedir. Örneğin,
Sovyetler Birliği self-determinasyon hakkının savunucularından biri
görülürken, Tatar nüfusunu kırma yolundaki girişimleri karşısında
uluslararası toplum tepkisiz kalmıştır. Bir başka deyişle, kudretli bir
devletin sınırları içerisinde baş gösteren ayrılıkçı hareketlerden doğan
çatışmalar, çoğu zaman uluslararası nitelik kazanmadan merkez dev-
let tarafından baskılanabilmektedir.
58
54
Heraclides, “The Self-Determination”,s.1.
55
Heraclides, “The Self-Determination” ,s.1-2.
56
Alexis Heraclides, “Secession, Self-Determination and Non-Intervention: In Quest
of a Normative Symbiosis”,
Journal of International Affairs,
Vol. 45, No.2, 1992,s.405-
409.
57
Onyeonoro S. Kamanu, “Secession and the Right of Self-Determination: An O.U.A.
Dilemma”,
The Journal of Modern African Studies,
Vol.12, No.3, 1974,s.361.
58
Kalaycı, etnik ayrılıkçı hareketlerinin üç dalga halinde yayıldığını iddia eder: İm-