Previous Page  248 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 248 / 417 Next Page
Page Background

247

TBB Dergisi 2017 (132)

Ahmet Fatih ÖZKAN

C. Kabahatler Kanunu Sonrası Oluşan Durum

2005 yılında 5326 sayılı Kabahatler Kanunu yürürlüğe girmesinin

ardından idari para cezalarına karşı idari yargıda mı, yoksa adli yargı-

da mı dava açılacağı konusunda belirsizlik yaşanmıştır. Bunun nedeni

kabahat cezası ve regülatif ceza da (bağımsız idari otoritelerin verdiği

cezalar) dâhil, tüm idari para cezaları için yargı yolunun adli yargı ola-

rak belirlenmiş olmasıdır.

30

Kabahatler Kanunu’nun ilgili hükmünün

Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurul-

muştur. Anayasa Mahkemesi, kabahatler karşılığı verilen idari para

cezalarına yapılacak itirazların adli yargı mahkemelerine bırakılmasını

Anayasaya aykırı bulmamıştır. Yüce Mahkeme, bağımsız idari otorite-

ler tarafından verilen idari para cezalarına yapılacak itirazların,

haklı

nedenler bulunması kaydıyla

kanun koyucu tarafından açıkça adli yargı

mahkemeleri görevlendirilmedikçe, idari yargı bünyesinde çözülmesi

gerektiğine karar vermiştir.

31

Bu karar uyarınca rekabet hukukunda

uzmanlaşmayı sağlamanın bir haklı neden olarak değerlendirilmesi

düşüncemize göre mümkündür.

Konuyla ilgili sayılabilecek başka bir kararında HMK’nın 3. mad-

desini Anayasaya aykırı bulan Anayasa Mahkemesi

32

, aynı faaliyet

nedeniyle oluşan zararlarından bir bölümü için (vücut bütünlüğü-

nün kaybı nedeniyle oluşan zarar) adli yargının, diğer bölümü için ise

(vücut bütünlüğünün kaybı dışındaki zararlar) idari yargının görevli

kılınmasının belirsizlik ve öngörülmezlik doğurduğuna hükmetmiş

ve söz konusu maddeyi iptal etmiştir.

33

Bu karardan hareketle RK

kararlarının idari yargı denetiminden çıkarılıp adli yargı mahkeme-

lerinin görev alanına bırakılması halinde oluşabilecek olası belirsizlik

30

Ulusoy, s. 190-191.

31

Anayasa Mahkemesi, 01.03.2006 tarih ve E.2005/108, K.2006/35 sayılı karar. Aynı

yönde bkz. Anayasa Mahkemesi, 16.02.2012 tarih ve E.2011/35, K.2012/23 (“...

idarî yargının denetimine bağlı olması gereken idarî bir uyuşmazlığın çözümü,

haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde yasa koyucu tarafından adlî

yargıya bırakılabilir...”) (her iki karar da Ulusoy’dan alınmıştır).

32

HMK’nın Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen 3. maddesi şu şekildeydi: “Her

türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol

açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine yahut kişinin ölü-

müne bağlı maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin davalara asliye hukuk

mahkemeleri bakar. İdarenin sorumluluğu dışında kalan sebeplerden doğan aynı

tür zararların tazminine ilişkin davalarda dahi bu hüküm uygulanır. 30.1.1950 ta-

rihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri saklıdır.”

33

Anayasa Mahkemesi, 16.02.2012 tarih ve E.2011/35, K.2012/23 sayılı karar

(Ulusoy’dan alınmıştır).